. “Bana bak.”yumuşak sesi beni şaşırtıp gözlerimi açmama sebep olurken daha da şaşırıp gözlerimi büyütmeme sebep olan şey gülümsemesiydi. Ellerini yüzümün iki yanına yerleştirip yüzünü yüzüme doğru yaklaştırmaya başladı. ‘Ne oluyo lan?’ demeye kalmadan dudağımda hissettiğim nemli yumuşaklıkla gözlerim titreyerek kapandı. Sert öpüşüne ağzımı oynatarak karşılık vermeye çalışıyordum fakat birçok kere öpüştüğüm (!) için pek başarılı olamıyordum. Alt dudağımı ısırdığı için boğukça inledim. İstemsizce aralanan ağzıma diliyle beraber kan tadı hücum etti. Ve dudağımın sağ kenarı sızlamaya başladı. Acı dolu iniltimi duyup geri çekildi ve beni şöyle bir süzdükten sonra geri yüzüme yaklaşıp tam yaranın üstünü yalamaya başladı. Ardından yaladığı yerleri emmeye başladı. O emdikçe vücudumdaki kanın damarlarımda fokurdadığını ve kalbimin göğüs kafesime dar geldiğini hissediyordum. Ellerimi gözleriyle aynı renk olan saçlarına daldırdım. Yumuşacıklardı. Ellerim ensesindeki kısa telleri okşarken onun elleri yanaklarımdan aşağı doğru kayıyordu. Tişörtümün eteklerine gelince durdular. Tişörtümü kavrayıp çıkardıktan sonra dudaklarımı geri dudaklarına örtecekken elleriyle beni önledi. Bana uzun uzun baktıktan sonra çatılmış kaşlarını ve koyulaşan gözlerini gözlerimle buluşturduğunda çenesinin kasıldığını ve kollarındaki damarların belirginleştiğini gördüm. Gözlerinden nefret parıltıları saçıyordu. Fakat kendini hemen toparlayıp ayağa kalktı. Kapıyı hızla çarpıp dışarı çıktığında benim aklım tek bir soruyla çalkalanıyordu. Ne oldu?
4 parts