ZAHMERİ
  • OKUNANLAR 11
  • Oylar 5
  • Bölümler 1
  • OKUNANLAR 11
  • Oylar 5
  • Bölümler 1
Devam ediyor, İlk yayınlanma Oca 31, 2018
Sorun senin beni sevip sevmemen değil.
Sorun senin beni aylarca kandırman, bana boş yere umut vermen, bana aşıkmışsın gibi davranman, kendini bana alıştırıp sonra da bir gün, bunların hiçbiri olmamış gibi, benim bi kalbim yokmuş gibi çekip gitmen.




ilk hikayem.. baya acemice olacak.
Tüm hakları saklıdır

1 bölüm

Eklemek için kaydolun ZAHMERİ kütüphanenize ekleyin ve güncellemeleri alın
veya
İçerik Rehberi
Ayrıca sevebilecekleriniz
Betulokssuz tarafından yazılmış YAMALI SEVDA  adlı hikaye
33 Bölüm Devam ediyor
Ben boşanmış öğretmen bir babanın kızıyım. Yıllar önce, ben henüz on yaşındayken tayin edildiği Karadeniz bölgesinde aşık olup evlendi. Beni de beraberinde getirdi elbette, çünkü benim annem sorumsuz bir kadın, beni onun eline bırakmadı. Saf Karadeniz'li kadının bir kızı vardı, kendisi ablam olur Zeynep. Babam ve eşi yıllardır birbirini bulmanın huzurundan mıdır bilmem, sakin ama mutlu bir hayat yaşıyorlar. Ben lisede çıktım buradan. Ankara'da liseyi hemşirelik olarak okudum. Üniversiteyi kazanamadım, bende boş durmayayım, babamın yanına geleyim dedim, geldim. On sekiz, on dokuz, yirmi ve yirmi bir yaşlarımda buralardaydım. Sağlık ocağında yardımcı hemşirelik yaptım. O sıralarda babamın eşi Hanife annenin, ahiretliğinin asker oğluyla nişanım takıldı. Tam düğün arefesinde nişanlım olan Halil Yaman, eski sevgilisi, çok sevdiği kız ona kaçınca beni terk etti. Benim adım Tuğba, ben bu şehirden dargın gittim. Yağmurlu bir günde, onların çaylığında birlikte olmuştuk. O sarhoştu, ben aşk dolu. İkimizde nasılsa evleniyoruz dedik ve olanlar oldu. Sonra dünyam başıma yıkıldı, öyle böyle değil ama. Çok şey götürdü benden Halil Yaman ama özümü unutmayayım, çizgimden çıkmayayım diye bana kızımı bıraktı. Tuğçe sıkı sıkı tutunduğum, kendimi adadığım oldu. Ben onunla hayatta kaldım. Yoksa hissettiğim şeyle ölürdüm. Öyle buruk, öyle yamalı bir sevda.
hisssizyazar tarafından yazılmış GECENİN İZİ adlı hikaye
46 Bölüm Devam ediyor
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
Ayrıca sevebilecekleriniz
Slide 1 of 10
YAMALI SEVDA  cover
GÜNCE | Gerçek Ailem cover
portakal reçeli 🍊 (Düzenlenecek) cover
Güneş Tutulması  | Yarı texting  cover
BIÇAK SIRTI - BXB - GAY cover
GÖNÜL KİRASI  cover
GECENİN İZİ cover
Mafya'nın ki cover
Enkaz Altından Çağrı (B×B) cover
S.A.Y.E. cover

YAMALI SEVDA

33 Bölüm Devam ediyor

Ben boşanmış öğretmen bir babanın kızıyım. Yıllar önce, ben henüz on yaşındayken tayin edildiği Karadeniz bölgesinde aşık olup evlendi. Beni de beraberinde getirdi elbette, çünkü benim annem sorumsuz bir kadın, beni onun eline bırakmadı. Saf Karadeniz'li kadının bir kızı vardı, kendisi ablam olur Zeynep. Babam ve eşi yıllardır birbirini bulmanın huzurundan mıdır bilmem, sakin ama mutlu bir hayat yaşıyorlar. Ben lisede çıktım buradan. Ankara'da liseyi hemşirelik olarak okudum. Üniversiteyi kazanamadım, bende boş durmayayım, babamın yanına geleyim dedim, geldim. On sekiz, on dokuz, yirmi ve yirmi bir yaşlarımda buralardaydım. Sağlık ocağında yardımcı hemşirelik yaptım. O sıralarda babamın eşi Hanife annenin, ahiretliğinin asker oğluyla nişanım takıldı. Tam düğün arefesinde nişanlım olan Halil Yaman, eski sevgilisi, çok sevdiği kız ona kaçınca beni terk etti. Benim adım Tuğba, ben bu şehirden dargın gittim. Yağmurlu bir günde, onların çaylığında birlikte olmuştuk. O sarhoştu, ben aşk dolu. İkimizde nasılsa evleniyoruz dedik ve olanlar oldu. Sonra dünyam başıma yıkıldı, öyle böyle değil ama. Çok şey götürdü benden Halil Yaman ama özümü unutmayayım, çizgimden çıkmayayım diye bana kızımı bıraktı. Tuğçe sıkı sıkı tutunduğum, kendimi adadığım oldu. Ben onunla hayatta kaldım. Yoksa hissettiğim şeyle ölürdüm. Öyle buruk, öyle yamalı bir sevda.