"Abla!" diye bağırdı Ecem. "Seni tebrik ederim. Bize öğrettiğin değerleri çok güzel harcamışsın. Bravo!"
"Ecem, ablamla düzgün konuş!" diye sertçe çıkıştı Yiğit. "Yalan mı söylüyorum abi, hepimizi hayal korkuluğuna uğratmadı mı bu kız!"
"Ecem! Yeter artık, kendine gel. Bu olayın aslını astarını bilen kişi ablam. Adam akıllı dur Ve dinle!" diye bağırdı Ada.
Gözlerimden yaşlar aktı. "Özür dilerim."
"Abla, özür dileme! Özür dileme!" diye bağırdı Yiğit. "Abla, biz seni tanıyoruz. Yanlış bir şey yapmadığını biliyoruz." dedi Ateş.
"Yoksa yaptın mı, ağladığına göre!" dedi Ecem sertçe.
"Seni son kez uyarıyorum Ecem! Ablamla düzgün konuş. Yoksa kötü olur." dedi ve Ecem'in üzerine doğru yürüdü. Yiğit'in kolunu tuttum. "Yiğit, dur tamam. Sakin ol."
"Abla, şunun çenesini kapatacak bir şey söyle. Yalvarırım, yapmadım de. Ben buradaki kızlar gibi değilim de!" diye bağırdı Yiğit. Bana güvenmek istediği kesindi.
"Yapmadım. Ben bir şey yapmadım! Yemin ediyorum ki yapmadım."
"Sevilmek isterken iliklerine kadar sevgisizliği hisseden herkese..."
(...)
"Senin şımarıklıklarını çekecek bir adam değilim."
Sözleri üzerine gözlerim gözlerinde asılı kaldı. Kelimeler zihnimde bir oraya bir buraya kaçışırken hepsini bir araya toplamak oldukça zor olmuştu. Sakin ol Efsan... Kalbimdeki anlamsız ağrıyı görmezlikten geldim. Çenemi havaya dikip ters ters ona baktım. Giydiğim siyah topuklular sayesinde aramızdaki boy farkı bir kafa mesafesi kadarken gerginlikten kuruyan dudaklarımı ıslatıp onunkiler kadar acımasız olan sözlerimi sarf ettim.
"Bende sana şımarıklık yapacak bir kadın değilim."
Yayın tarihi: 12.05.2024