
Islanmış bandajlarımın üzerine küçük bir öpücük bıraktı. Ağlamak istedim. Bir ile bin anlam yaratıyordu. Karşısında küçücük kalıyordum. Bir edebiyat kitabından fırlamış gibiydi. Yaralarımı yıkadı yağmur. Sonra kabuk bağladı acıların üzeri. Ve Hırsız; dudaklarının ucundaki hırsızlarına öğüt verdi. İlaç olsun diye. Kısacası, şiir adam; bu şehri ruhuma sığdırıyordu. "Yarın güneş doğsun yine. Şu kaldırımda oturup saçlarını tarayalım. Sonra o kokusunu içine çekmeye korktuğun kahveye gidelim. Bir 40 yıllık köprü kuralım. Dondurma yiyelim seninle. Sen yine benim dondurmam bitmeden gevezelik yap. Yeniden sokağın nefes alsın Sefil." Sokağın; sokağım olsun Hırsız...All Rights Reserved