"Burasıydı işte" dedi gözleri dolu dolu apartmanı gösterirken.
Biliyordum gösterdiği yer işaret ettiği yer değildi, kalbiydi canını yakan daha ilk görüşte anlamıştım derdinin anlaşılabilir olmadığını kapalı bir kutu gibiydi bazen kendinden bile saklıyordu kendini...
Basit değildi hiç bir yaşam kimi kısaydı dolu dolu geçen kimisi uzundu boşlukta asılı olan , bizim hikayemiz bu değildi, bizdik en anlamsız olanlardandık belkide. Fazlaca yaşanmışlık örtülüydü üzerimizde ama hep gülerdik en kötüsüne bile alay ederdik ,bilirdik gece tek kalınca içimiz sökülürcesine "bunu hak etmedim!" diye ağlayacağımızı. Bilirdik acının tarifini ses etmezdik hiç dokunmazdık birbirimize.
Çok yara gördük de en kötüsü söz yarası bıçaktan daha keskin,mermiden daha hızlı,boğulmaktan daha nefes kesici ve yanmaktan daha ateşli , kelimelerin arasında sıkışmış ruhlardık hepimiz sesimize kulak olacaktım çünkü biliyordum anlatamazdık acımızı yetmezdi kelimeler demiştim ya
"Derindi yaralarımız hiç unutulmayacak ve asla kapanmayacak kadar."
Aşkı tatmak isteyen ve onun yakıcı acısına bile razı olan bir kız aşkına karşılık buldu mu dersiniz ? merakının onu kör bir kuyuda ipsiz bırakacağından habersiz.
Peki ya yanındakiler hiç biri normal değildi hepsinin sakındığı bir geçmişi görmek istemediği bir geleceği vardı, onların acısı hiç dinmezdi ama ayağa kalkmak zorundaydılar üzerilerine bir enkaz daha düşmeden önce, ayağa kalkmanın onlar için getireceği yıkımdan habersiz gencecik bedenlerinde ölen ruhları dayanabilir miydi olacaklara?
Kardeşi Mert için gittiği bir barda seçtiği bir adamdan hamile kalmayı planlayan Duru'nun tek amacı doğacak olan bebeğinin kardeşine nefes olmasıdır.
Duru amacına ulaşır fakat bilmediği şey ise seçtiği adamın karanlık dünyasıdır.