GELECEĞİN AYAK SESLERİ
  • Reads 6
  • Votes 1
  • Parts 1
  • Reads 6
  • Votes 1
  • Parts 1
Ongoing, First published Feb 08, 2018
Mütevazı bir hayat yaşam süren çetin ailesinin polis memuru olan oğludur Zeynel. üniversiteyi bitirince polislik sınavlarına giren Zeynel, güneydoğu da Siirt'te göreve başlar.  aşık olduğu, çiçeği burnunda öğretmen nazire şehit edilince onun intikamını almak için harekete geçer. Nazire'nin şehit edilmesi Zeynel'i derin üzüntüye boğmuştur.
           Aradan geçen yaklaşık iki aylık sürede Nazire'yi şehit eden üç teröristi bulur ve onları öldürür. ancak teröristler Zeynel'in izini takip ederler.  Zeynel'i köyünde yakalayıp kaçırırlar. ailesi ve güvenlik kuvvetleri Zeyneli aramaya başlarlar.  ancak Zeynel'in durumu ile alakalı çok net bilgilere ulaşamazlar. Zeynel evinden ve köyünden çok uzaklarda canilerin elinde esir edilmiş ve çeşitli işkencelere maruz kalmıştır. Kitap, gecmisten gunumuze ülkemiz üzerinde oynanan oyunlara ışık tutmaktadır. 
 KISA BİR GİRİŞ
Hiç aldırmadan çevresinde olup bitene ciseleyen yaz yağmuru altında ağır adımlarla yürümeye devam etti. Ensesine kadar inen sarı uzunca dalgalı saçları artık yağmur damlalarının boynunu islatmasina engel olamıyordu. Hafif bir esintiyle başlayan yağmur daha da artıyor, genç adam yürümeye inatla devam ediyordu. Arada bir kendi kendine iyi ki almışım bu polari diyordu. Gerçektende iyi ki almıştı. Yoksa toroslarin incecik yaz yağmuru onu hasta etmeye yeterdi. Şimdi en azından pek usumuyordu. Toroslar deyip geçmeyelim. Goknar ve sedir agaclariyla koyu yeşile bürünmüş bu yayla yaz dönemi dahi insanı üşüturdu.
          Hiç bir şey umurunda değildi zeynelin. Ne yorgunluk, Ne soğuk, Ne yağmur... Bir an önce dedesinin elini öpüp Hayır duasını almak istiyordu. Hem orada çocukluk arkadaşlarını görecek, onlarla hasret giderecekti. Bu nedenle bir an önce gitmeliydi göller yaylasına. Bulunduğu yer göller yaylasına araçla 15 dakika yürüyerek 2 saatlik mesafede yer alıyordu.
All Rights Reserved
Sign up to add GELECEĞİN AYAK SESLERİ to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
GÜNEŞİN ÇOCUKLARI 🌞🌞🌞 by RapunzelSeviyor
22 parts Ongoing
"Bana ocüymüş gibi bakmayı kes. İnsanım." Derin bir nefes aldıktan sonra dolunaya baktım. Bu gece beni aydınlatmak ona düşmüştü. "Ayrıca göbeğin sana pek yardımcı olmuyor. O ağaç senden birkaç beden daha küçük." Beklediğim gibi birkaç homurtu duyduğumda ağacın arkasına saklanan genç çocuk kendini açık etti. Titreyen bedenini gördüğümde sıkkın bir nefes bıraktım. "Şu gözlerini çek üzerimden velet."dişlerimi sıkarak söylediklerim onu daha da korkutmuş gibi titremesi arttığında kendimden bir kez daha iğrendim. Üzerimde üniformam ile birçok çocuğun hayalini süslerken başka bir çocuğu benliğimle korkutuyordum. "Korkacak bir şey yok. Bir tanıdık." Kaşlarımla arkamdaki mezarı işaret ettiğimde çocuk kalkan kaşları ile bana sanki bir hayaletmişim gibi bakmaya devam etti. "Ne var ulan?! Babamızın mezarına ziyarete geldik işte! Niye mezardaki benmişimde dirilmişim gibi bakıyorsun?" Sağ elinin işaret parmağı titrek bir şekilde havalanıp arkamdaki açık mezarı işaret ettiğinde "Babanın mezarını mı kazdın yani?"diye sordu. Sanki çok normal bir şeymiş gibi sakince omuzlarımı silktim. "Senin mezarını mı kazmalıydım?" "Hayır tabiki de!"diye cırladığında diğer eliyle hızlıca ağzına kapattı. "Abla Allah'ını kitabını seversen senin akşam akşam başka işin yok muydu ya?!" "Niye lan? Bu akşam müsait değil miydi?"
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
55 parts Ongoing
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
You may also like
Slide 1 of 10
GÜNEŞİN ÇOCUKLARI 🌞🌞🌞 cover
YARALASAR(Kitap Oldu) cover
OYUNCAK MÜZESİ (+18) cover
Cehenneminden Alacaklıyım +18 cover
Aşiretmiş ( Gerçek ailem) cover
TERAZİ  (Tamamlandı) cover
Köpek cover
Ateş'in Evi cover
Asena ✯{gerçek ailem}✯ cover
MAHKUM cover

GÜNEŞİN ÇOCUKLARI 🌞🌞🌞

22 parts Ongoing

"Bana ocüymüş gibi bakmayı kes. İnsanım." Derin bir nefes aldıktan sonra dolunaya baktım. Bu gece beni aydınlatmak ona düşmüştü. "Ayrıca göbeğin sana pek yardımcı olmuyor. O ağaç senden birkaç beden daha küçük." Beklediğim gibi birkaç homurtu duyduğumda ağacın arkasına saklanan genç çocuk kendini açık etti. Titreyen bedenini gördüğümde sıkkın bir nefes bıraktım. "Şu gözlerini çek üzerimden velet."dişlerimi sıkarak söylediklerim onu daha da korkutmuş gibi titremesi arttığında kendimden bir kez daha iğrendim. Üzerimde üniformam ile birçok çocuğun hayalini süslerken başka bir çocuğu benliğimle korkutuyordum. "Korkacak bir şey yok. Bir tanıdık." Kaşlarımla arkamdaki mezarı işaret ettiğimde çocuk kalkan kaşları ile bana sanki bir hayaletmişim gibi bakmaya devam etti. "Ne var ulan?! Babamızın mezarına ziyarete geldik işte! Niye mezardaki benmişimde dirilmişim gibi bakıyorsun?" Sağ elinin işaret parmağı titrek bir şekilde havalanıp arkamdaki açık mezarı işaret ettiğinde "Babanın mezarını mı kazdın yani?"diye sordu. Sanki çok normal bir şeymiş gibi sakince omuzlarımı silktim. "Senin mezarını mı kazmalıydım?" "Hayır tabiki de!"diye cırladığında diğer eliyle hızlıca ağzına kapattı. "Abla Allah'ını kitabını seversen senin akşam akşam başka işin yok muydu ya?!" "Niye lan? Bu akşam müsait değil miydi?"