Başımı kaldırdığımda karşımdaki duvara yaslanmış pipetle meyve suyu içerken beni izleyen o gözleri gördüm, gözlerimiz karşılaşınca her zamanki gibi bir adım sola kaydı ve onu görmemem için ikimizin arasında duran duvar geçmiş oldu gözlerimin önüne ben bir adım sağa atsam onu rahatlıkla görebilcektim aslında kafamı şöyle bi sağa eğdiğimde bunu yapmış olduğumu yarı yüzünü görmemle anlamış olmalıki tekrar bi adım sola atıp kayboldu. Bu kez dayanamayıp olduğum yerden çekilip onun bulunduğu yere doğru adımlar attım yavaşça bakış alanıma onu görünce gözlerimi kısıp yanına yürümeye devam ettim elinde içtiği meyve suyunu ağzından çekip dudaklarını araladı gerginmişcesine. Tam yanında bulunuyorken arkasına dönüp gidiyordu ama kolundan tutup bunu engelledim ve bana dönmesini sağladım.
"Dersin ne senin?" Dedim hızlıca.
Cevap vermedi bakışları bir kedi gibi irileşti sadece...
"Sana diyorum kızım? Bak kaç kez yakaladım seni! Spor salonu, duş, sınıfta, soyunma odası, basketbol çalışmalarımda, kantin, market, tuvalet! daha sayılacak bir çok yerde beni izlediğini yakaladım!" Dediğimde kelimeler ağzımdan bir küfür gibi çıkmışcasına gözlerini benden kaçırdı ve başını yere eğdi suçlu gibi...
Dudaklarıma bir buse kondururken "seni seviyorum,ama biraz acı cekmen gerekiyor"
Ben iki yıldır acı çekiyorum,bu ne ki? Boxerini çıkarırken onu izliyordum. Bir yere gelince utanman da kalmıyordu bu adamın yanında. Alışık olduğum şeylerdi. Bir adamın sevmediğin halde her zerresini biliyorsanız buna bir bok denmezdi!
Kalın ve damarlı penisini çıkarıp birkaç defa okşadı. Bunu yaparken gözlerimin içine bakıyordu.
"Hazır mısın?"
Hazır mıyım? Ben çocuk doğurmaya hazır değilim. Ben anne olmaya hazır değilim. Lanet olası hapı yanıma almamıştım! Ayrıca aklıma nereden gelebilirdi ki dağ başında kocamla sevişeceğimiz?
Erkekliğini girişime yerleştirirken birden içime itti. "Ahh!" Tırnaklarımı kollarına geçirdim. İçimde hareket etmeye başladı. Bacaklarımı beline doladım, topuklarım kalçalarına değiyordu. Omuzlarına sıkıca tutundum. Terden ıslanmış Saçlarımı gözümün önüne düşerken tek eliyle geriye attı.
"Kartal!"
"Sikeyim! Seni o kadar özlemişim ki!"
"Ahh! Yavaşla!"
"Hayır bebeğim,bu gece sadece benim istediğim olacak"
Omuzlarına tırnaklarımı geçirirken odadaki tek ses tenin,tene çarpma sesleri,ve kısılan sesimden çıkan inlemelerimdi. Sonuna kadar soktuğu aletiyle hayalarının kadınlığıma çarptığını hissedebiliyordum.