Bazen hayata anlam veremedigim bir sürü şeyin olduğunu biliyorum..Büyük şehirlerde insanların yaşantılarını giyinislerini hep ozenmisimdir.Ablam asla ozenmememi ve o şehir insanı içine alır bitirir diyor..Ben ise asla inanmıyorum. Burda babam annemi döverken bizim ses bile çıkarma yetkimiz yokken orda adalet her şeyi yoluna sokuyor. Evet ben Mihrimah 17 yaşında asla özgürlüğünü yaşamamış ve hayatla savaş veren küçük bir kızım.Mardinde yasamayi secmem benim düşüncem değildi.Ailem burda büyümüş ve bizim gelenekler hep bu şekilde ilerlemiş. Hepimiz taş duvarlara mihlanmis bir sekilde yasamamiza devam ediyoruz.Ablam Zeliha 15 yaşında evlenmiş ve bir gün bile yüzünün guldugunu gorememistik..Zaten Mardin gibi biyerde evlenip mutlu olan çok nadir insanlar görürüz biz burda..Annem Melika babam ise Şehmus..Abilerimi saymak bile istemiyorum çünkü onlar her zaman kendi grurlari serefleri için herkezi ezip geçen maco tiplerdi..Koskacam bir evde oturmamiz bizi hep zengin göstermişti.Fakat bu zenginlik sadece Mardinin özelliği olan altın gümüş ve şalvar eşarp gibi sabit şeylerde kullandigimiz zenginligimizin bi önemini asla anlamadım . Şimdi size kendi yasadigim olayları anlatmamla insanların nedensizcr mutsuz olmamasını aslında çok şanslı olduklarını hissettirmek istiyorum..Seluruh Hak Cipta Dilindungi Undang-Undang