"Kim lan bu herif?" Diye bağırıp soru soran Boraya kaşlarımı çatıp baktım. "Kimden bahsediyorsun?" Dediğimde sinirle elindeki telefonu yüzüme fırlatmasıyla burnumdan akan sıvı telefona doğru damladı. Fotoğrafta ben duvara yaslı bir şekildeyken Yiğit beni duvara kıstıran kişiydi. Gözlerimi Boraya çevirince bir şey söylemedim. Söylesem bile inanmayacaktı! Yine bildiğini okuyacak, beni cezalandıracaktı. Dişlerini sıkıp o canavar ellerini saçlarıma doladı. Kafamı yatağın başlığına geçirirken, ağzımdan bir hıçkırık kaçtı.
"Ben sana ne dedim Mısra?" Derken ellerini daha da sıktı. "Beni seversen, seni başımın üstünde tutarım. Ama bir hata yaparsan, canımı sıkarsan, varlığını hiçliğe, bedenini ayaklarımın altına serersin. Dedim mi demedim mi?" Diye sordu bağırarak cevap vermedim. Yine ona sessizliğimi konuşturdum. Onun varlığı bana zaten hiçlikti! Benim varlığım onda hiçlik yarattı diye üzülecek ya da mırın kırın edecek değildim.
Saçlarımı sinirle bırakıp ayağa kalktı "Senin için, zindan hayatına bir farklılık yaratıyorum Mısra. Hani bendinde yaralar olunca, dışarı çıkmana izin vermezdim ya şimdi o kuralı yok sayıyorum. Yaralarınla insan içine çıkacaksın, insanlar senden uzaklaşacak."
Tüm haklar saklıdır. Hiçbir şekilde kopyalanamaz ya da paylaşılamaz aksi takdirde gerekli yasal işlemler başlatılacaktır.