"Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak" diye bir deyim vardır bilirsiniz... Benim hayatım öyleydi işte. Sanki lanetli bir hapishanedeydim. Evet kesinlikle burası lanetli bir hapishaneydi. Ben ise bu hapishanede tutsak bir köleydim. Bunca zaman dayanabilmiştim tutsaklığa ve eziyete... Sınırlarımı zorlayan işkence ile karşılaştığımda yılmadım, tam tersi güçlendim ve zincirlerimi kırabildim. Özgür olmak için çıktığım bu yolda bir de kahramanım vardı elbette. O kim miydi? Beyaz atlı prens mi? Kim bilir belki de öyleydi. Fakat o benim gibi değildi ben soğuktum o ise, sıcaktı, sıcaklığıyla beni eritecek kadar sıcaktı... Aşktan bunca yıl kaçarken şimdi teslim olmalı mıydım?