Nasıl unuturdum, o karmaşıklığın içerisinde yatan ölü bir bedenin varlığını...
Herkesin sevinçle beklediği ilkbahar, benim için o günde daha başlamadan bitmişti.
Zihnimde sadece endişe ve korku geziniyor, kalbim göğüs kafesimi parçalayacak hızla atıyordu.
Ağlamalıydım belkide... Ama damarlarımda ki kana karışmış olan korkunun verdiği şokun etkisini atlatamamıştı, küçük bedenim.
"Hayır ölemezsiniz!" Diye bağırdım acı bir feryatla.
Daha on yaşında bir başıma bırakıp gidemezlerdi, beni aile sevgisinden mahrum bırakamazlardı.
Kollarımda ki yabancı ellerin varlığıyla, ne ara aktığını farketmedigim gözyaşlarımı sildim.
"Bı-bırak beni" dedim geri çekilmek için çırpınırken. "Bende onlarla gideceğim"
*
Hayatının dönüm noktasından döndürerek tekrar yaşama bağlayan üvey anne ve babasına bağlı olarak büyüyen neşeli bir kız.
Hayatı bütün çıplaklığıyla acı bir şekilde görerek, zamanla kalbi buzlaşan bir adam.
Kaderin kurduğu küçük bir oyunla bir araya geldiklerinde, ikisi de asla birbirlerine tahammül edemeyecekler.
Hayal, karşısına her çıktığında egoyla beslenmiş sözlerini sehirli bir ok gibi kalbine saplayan adama karşı asla ama asla boyun eğmeyecektir.
Azat, karşısına her çıktığında haddini bilmeyerek konuşan ve sürekli işine karışan kıza karşı asla ama asla yenik düşmeyecek, aksine ona kendisinin her daim haklı olduğunu acımasızca gösterecektir.
Tabi bilmiyorlardı ki; bu yolun sonunda hiç beklemediği bir hisle kavrulacaktı kalpleri...
*
Gökyüzünden bir yıldız kaydı bu gece, sırlarla dolu küçük kızın nasıl büyüdüğünü anlatan...
Yıllar önce evlat edinilmiş ve bunu çok sonradan öğrenen edebiyat öğretmeni Ekin Susmaz. Kimsesiz olduğunu düşündüğü bir şehit çocuğun koruyucu annesi olur. Evine aldığı çocuğun 6.yaş gününde birden babası çıkagelir...