Yağmur damlaları bedenimde süzülüyordu. Gündüz değil geceydi. Heryer kapkaranlık. Geceyi aydınlatan sadece çakan şimşeklerdi. Gözüm gökyüzündeydi, kulağımsa sessiz ortamda kayaları sertçe döven dalga seslerinde. İçime çektim soğuk deniz havasını ama o havaya onun kokusu karışmıştı. Tüm dikkatimi ona verdim. Arkamdaydı. Arabaya yaslanmış, sigarasını içerken bana bakıyordu. Derin bi nefes aldığında hafifce ona döndüm. Sigarasını savurdu. Ve bana geldi. Bana. Bedenim bunu beklermişcesine sıcağında titrerken o elini belime sardı. Birbirimizde soluklanırken o biraz sıkıntılıydı. Kaşlarım çatıldı biraz gerileyip gözlerine baktım. Yine aynıydı. Bayıldığım göz rengi şimdi siyaha çalıyodu . İçim yandı. Burnunu boynuma yasladı bi süre kaldık öyle. "Benim için ölürmüsün" dedi benden uzaklaşıp arkasını dönerken "Evet" dedim düşünmeden "Bu kolaydı" dedi ve güldü " Peki benim için yaşarmısın" dedi uçurumu arkasına alarak "Evet" Gözlerimin en derinine baktı. Bakışlarında farklı birşeyler vardı. Sinirliydi. Peki neden? "Ama ben senden ölmeni istiyorum" " Tamam" dedim. Uçurumun kenarındaydık zaten. Daha ileri gittim. Düşmeme bir adım kala ona baktım. Sevdiğim adama. "sen gelmeyecekmisin?" "Aptal! Zaten benden kurtul diye sana öl diyorum" diye bağırdı. "Ama ben seni istiyorum" Güldü. Acıyla "Hani benim için ölürdün?" Dedi. Ölürdüm. Son kez belkide uzun uzun baktım ona zümrüt yeşili gözlerine. Siyah saçlarına. Zorla uzattmasını istediğim sakallarına . Fırsat buldukca saydığım kirpiklerine. Son adımı attacağım an da bir çift kol belimi sarmaladı ve beni kendine yaslayıp başını saçlarıma gömdü "Bir ömür beni çekiceksin. Benimle yaşayıp benimle ölüceksin"
12 parts