yalnizbozkurt: senin hakkında düşündüklerim doğruymuş, yalnizbozkurt: beni haklı çıkardığın için sağol. yalnizbozkurt yazıyor... yalnizbozkurt: kalbin de yüzün kadar güzelmiş demek. İltifat mı etmişti, yoksa hakaret mi? Bunu sorgulayacak duruma düştüğümden dolayı çok kızgındım, ona, dünyaya, kendime. Artık kalbimin iyi mi kötü mü olduğunu ben bile bilmiyordum. Her zaman kendimi iyi birisi sanardım, ama onunla tanıştığımdan beri hırsıma yenik düşüp saçma sapan şeyler yapmıştım. Çünkü benden nefret etmesini istemiyordum. Her kelimesi öz güvenimi biraz daha yitirirken parmaklarım titrekçe telefon rehberi simgesine bastı. İsmini bile doğru düzgün yazamazken zar zor arama tuşuna bastım. Artık yüzleşmek istiyordum. Benden neden bu kadar nefret ediyor, çok merak ediyordum. Neyi yapamazsın dediyse yapmıştım. Kimlerin kalbini kırmamıştım ki o bana inansın diye? Telefon bir kaç çalışta açıldı. Ne o ses çıkarıyor, ne ben hıçkırıklarımın arasına bir söz yerleştirebiliyordum. "Gül," dedi ve size yemin ederim içim gitti. Sesi kulaklarıma bir melodi gibi geliyordu. Allah'ım dedim, hiç bitmesin bu şarkı. Tırnaklarımı kemirerek, gözlerimden yaşlar süzülerek devam etmesini bekliyordum. Canım yanıyordu, canım çok yanıyordu. Aşkı ararken yere düşmüş, dizlerime, dirseklerime, belki bir daha ayaklanmayacak kadar kötü bir darbe almıştım. "Siktir, Gül. Sana fena aşık oldum."
6 parts