HER NEFESTE GALATASARAY
  • Reads 14
  • Votes 1
  • Parts 1
  • Reads 14
  • Votes 1
  • Parts 1
Ongoing, First published Feb 27, 2018
1 ekim 1905de başladı tarihi klübün hikayesi...
113 yıllık tarihi ;
İçinden geçen efsaneleriyle ve zaferleriyle dünyaya  imzasını atıp tarih yazan bir takım...
GALATASARAY....
Hiç çökmeyen, pes etmeyen sonuna kadar savaşan ve bu savaşdan herkese inat galip çıkan büyük Galatasaray takımı . 
Pes etmez , diz çökmez çünkü o GALATASARAY ! 
Tarih yazdığımız yıllar boyunca elbet bizde birşeyler kaybettik  ama asla pes etmedik. imparatorun dediği gibi " insan yenildiğinde değil , vazgeçtiğinde kaybeder ! " hiç bir yol düz deildir. O yolun, inişleri vardır ama şunu hiç unutmayinki elbet o inişlerin bir çıkışı olucaktır . 
 
 Bu kitapda o inişli çıkışlı yolları hava yağmurlu , çamurlu , karlı olsada pes etmeyerek  dik duran büyük Galatasaray'ın tarihi ve efsaneleri kitabı.
All Rights Reserved
Sign up to add HER NEFESTE GALATASARAY to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
Geceyi Yaran Kadın •FSM | Yenileniyor  by -VESTA-
4 parts Ongoing
Buyur, Kayra. Mektubunu aldım. Beni görmeyi dilemişsin." Evet, evet diledim. Ama neden diledim? Bilmiyorum. Sefer için şans dilemeye geldim falan desem? E adam zaten kazanacak biliyorum. Neyse konuşurken düşünürüm. "Yüce Padişahım, huzurunuzda bulunma bahtiyarlığına erdim. Yarın sefere çıkacağınızı işittim, sizi uzun süre göremeyeceğimi biliyorum. Bu nedenle sizi son kez görmek istedim." Sarı Çiyan'dan bahsetmedim. Onun cezasını kendim veriyordum. Hem, bu kadar küçük bir olay için ispiyoncu olmak hoş olmaz. Mehmet, hafifçe gülümsedi ama gözleri hâlâ düşünceliydi. Dirseklerini kolçağa dayadı, parmaklarını birbirine kenetledi. "Son kez görmek mi?" diye sordu, başını yana eğerek. "Sefere çıkıyorum diye öyle mi diyorsun? Yoksa bir daha buraya çağırılmayacağını mı düşündün?" Ne demem gerektiğini bilemedim. Yalnızca gözlerinin içine bakarak gülümsedim. "Yüce Padişahım, ne haddime. Sadece sefere giden her asker gibi sizin de uğurlanmayı hak ettiğinizi düşündüm." Kaşlarını hafifçe çattı ama gözlerinde keskin bir ifade yoktu. Sanki düşünceleri başka bir yerdeydi. Sonra başını salladı, ellerini çözdü ve sırtını koltuğa yasladı. "Uğurlamak mı? Peki, nasıl uğurlayacaksın?" Bu bir sınav mıydı? Yanıtımı tartıyor muydu? Ses tonunda hafif bir alay sezdim ama asıl niyetini anlamak güçtü. "Size dualarım ve iyi dileklerimle, hünkârım." Gözleri kısıldı, dudaklarında belli belirsiz bir gülümseme vardı. "Dualarını esirgemeyeceğini bilirim, Kayra. Ama senin uğurlaman biraz daha... özel olabilirdi, değil mi? Sonuçta, benimle görüşmeyi talep etmeden de dua edebilirdin."
You may also like
Slide 1 of 10
Geceyi Yaran Kadın •FSM | Yenileniyor  cover
AlGon/Gururuna Düşman🍃 cover
Cariye'nin İkinci Hayatı cover
DÜŞES GERİ DÖNDÜ cover
VANİA  KRALLIĞI cover
İkinci Yaşam 1-2 cover
Dük ile Beş Çayı cover
Osmanlı Tarihi  cover
Bana Aitsin (Tarihi aşk serisi 1) cover
MAYIS GÜNEŞİ (tamamlandı) cover

Geceyi Yaran Kadın •FSM | Yenileniyor

4 parts Ongoing

Buyur, Kayra. Mektubunu aldım. Beni görmeyi dilemişsin." Evet, evet diledim. Ama neden diledim? Bilmiyorum. Sefer için şans dilemeye geldim falan desem? E adam zaten kazanacak biliyorum. Neyse konuşurken düşünürüm. "Yüce Padişahım, huzurunuzda bulunma bahtiyarlığına erdim. Yarın sefere çıkacağınızı işittim, sizi uzun süre göremeyeceğimi biliyorum. Bu nedenle sizi son kez görmek istedim." Sarı Çiyan'dan bahsetmedim. Onun cezasını kendim veriyordum. Hem, bu kadar küçük bir olay için ispiyoncu olmak hoş olmaz. Mehmet, hafifçe gülümsedi ama gözleri hâlâ düşünceliydi. Dirseklerini kolçağa dayadı, parmaklarını birbirine kenetledi. "Son kez görmek mi?" diye sordu, başını yana eğerek. "Sefere çıkıyorum diye öyle mi diyorsun? Yoksa bir daha buraya çağırılmayacağını mı düşündün?" Ne demem gerektiğini bilemedim. Yalnızca gözlerinin içine bakarak gülümsedim. "Yüce Padişahım, ne haddime. Sadece sefere giden her asker gibi sizin de uğurlanmayı hak ettiğinizi düşündüm." Kaşlarını hafifçe çattı ama gözlerinde keskin bir ifade yoktu. Sanki düşünceleri başka bir yerdeydi. Sonra başını salladı, ellerini çözdü ve sırtını koltuğa yasladı. "Uğurlamak mı? Peki, nasıl uğurlayacaksın?" Bu bir sınav mıydı? Yanıtımı tartıyor muydu? Ses tonunda hafif bir alay sezdim ama asıl niyetini anlamak güçtü. "Size dualarım ve iyi dileklerimle, hünkârım." Gözleri kısıldı, dudaklarında belli belirsiz bir gülümseme vardı. "Dualarını esirgemeyeceğini bilirim, Kayra. Ama senin uğurlaman biraz daha... özel olabilirdi, değil mi? Sonuçta, benimle görüşmeyi talep etmeden de dua edebilirdin."