Evrenimizin oldukça genç olduğu asırlar öncesinde, Kainat'ın yüce yaratıcısı, yönetici olarak gönderdiği evrenin en güçlü varlığı olan İrisleri yarattı.
Seçilmiş altı İrisin, insanlığı birlik olup bir düzen içerisinde yönetmesi bekleniyordu ancak... Bu böyle olmadı.
Yönetici olarak gönderilen Ruhlar fanilere aşık olduğunda, felaketler birbirini adım adım kovalamaya başlamıştı. Kara bir fırtına tüm dünyayı dolaşacaktı... İris kanı taşıyan fani bebekler doğmaya başladı. Türlerine cadı adı verilen bu melez bebekler felaketin kanlı canlı habercileriydi. Hükümdarların arasında çıkan iç savaş, dünyayı, hatta evreni bir kaosa sürükleyecek, her şeyin sonunu getirecekti.
Birlik olma amacından tamamen sapan ruhlar, birbirlerinden ayrılarak kendi kabilelerini kurdu. İris kanına sahip çocuklar çoğalmaya başladı. Oldukça küçük olan cadılar sihirlerini kontrol edemiyor ve zapt edilemiyorlardı. Güçleri bedenlerine ağır gelen cadıların verdikleri zararı durduramayan İrisler, yaptıkları yanlışın farkına varmışlardı ancak.... Bunu nasıl dizginleyeceklerini onlar bile bilmiyordu. İşledikleri günahın sonucunu durdurması için Tanrıya yalvardılar. Tanrı onları ağır cezalandıracaktı. 6 iris ruhlarını bir ayinde kurban verdiğinde, geriye bir tohum bıraktıklarından, onlar bile habersizdi. Safkan bir iris tohumu... Bu küçük bebek evrenin tek yöneticisi olmak için doğmuştu
NOT: OKUDUĞUNUZ BU KİTAP İRİS İSİMLİ İLK KİTAPTIR VE KONU BAĞIMSIZDIR!
NOT: KİTAP FARKLI KİŞİLER TARAFINDAN KOPYALANIP KÜÇÜK FARKLARLA DEĞİŞTİRİLMEYE ÇALIŞILMIŞTIR. BENZER BİR KONU İLE OKUDUĞUNUZ KİTABI ŞİKAYET ETMENİZ ÖNEMLE RİCA OLUNUR.
Serena Valentin, on sekiz yaşında ailesinin sarayından ayrılıp eğitim görmek için akademiye gittiğinde ikiz kardeşi de dahil tüm ailesini geride bıraktığını düşünerek üzülüyordu ama yarıyıl tatilinde, yani altı ay sonra onları yeniden göreceğini bilmek buhranını hafifletiyordu.
Ancak hiçbir şey Serena'nın beklediği gibi olmamıştı. Altı ay sonra , tatilde evine geri dönemeyecekti. Çünkü akademiye bile gidememişti.
Çünkü akademiye giden tekinsiz yollardan birinde, karanlık ormanda tuhaf sesler duymuştu. At arabasından inip etrafa bakmak istediğinde ise onu görmüştü.
Asırlar önce babasının ve diğer birkaç büyücünün birleşip lanetlediği ejderhayı...
Ejderhanın, efsanelerde anlatılan o 'zalim ejderha' olduğunu anlamadan önce, onun yaralı kanadını iyileştirmişti.
Ve yaptığı iyiliğe karşı beklemediği bir karşılık almıştı.
Ejderha, onu esir almıştı.
Ve ancak kendisine bir varis verdiği takdirde onu özgür bırakacağını söylüyordu.