DOĞU KARTALI
  • Reads 531,639
  • Votes 19,666
  • Parts 40
  • Reads 531,639
  • Votes 19,666
  • Parts 40
Complete, First published Mar 03, 2018
Mature
TÖRE KİTABI DEĞİLDİR
TAMAMLANDI

"Cihan," dedi en nazlı sesiyle, her zamanki gibi. Bakışları bir şey isterken olduğu gibi kısılmış mavi mavi bakmaya başlamıştı. Sanki onun küçücük ağzından çıkan her sözün benim için birer emir olduğunu bilmez gibi. 

"Efendim güzelim," dedim. Utanarak gülümsedi. Yanakları pembe olmuştu bile. 

"Annem 'Cihan asker olacak gidecek buralardan dedi,' beni de götürsen olmaz mı? Hı?"

Mavi gözleri boncuk boncuk gözyaşlarıyla parlamaya başlamıştı. "Olmaz güzelim."

Ağzımdan çıkacak tek bir olumlu yanıtı bekliyordu ama bu ona veremeyeceğim tek olumlu yanıttı. "Ama ben sensiz ne yaparım ki?"

Ona göre daha büyük olan ellerimle ellerini tuttum. "Beni bekle güzel bebeğim. Senin için her zaman geri döneceğim. O mavi gözlerin pusulam, güzel kokulu sarı saçların yolum olacak."

Gülümsedi. İçim aydınlandı. "Benim için dönecek misin?"

"Senin için, her zaman."

Cihan, hala bekliyorum dönecek misin?

22.07.2020
(Finalden sonra düzenlenecek)

Doğu Kartalı adıyla yazılan ilk kitaptır. 

Lütfen boş yere duyar kasmayalım, bu kitabın bir kurgudan ibaret olduğunu unutmayalım, teşekkürler.
All Rights Reserved
Sign up to add DOĞU KARTALI to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
SERZENİŞ | MEFTUN by aleynaravzaa
1 part Ongoing Mature
Fiyatlarının paha biçilmez olduğu mobilyalardan oluşan kocaman bir yatak odasında tutsak olduğumdan mıdır içimdeki bu kapana kısılmışlık? Ya da altın kafesteyken bile çöplüğümü özlediğimden midir? Aklıma o mavi gözleri geldi. Ondan nefret ediyordum. Beni zorla kendine bağlayarak ona aşık olmamı bekleyecek kadar kafasızdı. Bana aşık olduğunu söylüyor ama aynı zamanda beni tutsak ediyordu. Ben tutsak olacak kadın mıydım? Asla! Bunları düşünürken sinirle elimi yere vurdum. Aylardır tek bir kelime etmiyordum. Konuşmayı unutmuş bile olabilirdim. Bu evde benliğim solup gidiyordu. Sayısız kez kaçmaya çalışmıştım ama nafileydi. Adam her yere koruma koymuştu. Ne zaman bir plan yapsam planım alt üst oluyor, her seferinde dönüp dolaştığım yer bu oda oluyordu. Ben bu düşüncelerle boğuşurken bir ayak sesi duydum. Kapı yavaşça açıldı, içeriye giriyordu. Arkamda sakladığım bibloyu sıkıca tuttum. Odada tek bulduğum sert cisim bu bibloydu. Bir... İki.. Ve üç... "Konuşmayacak mısın?" Aynı onun gibi ben de hissiz bir şekilde yüzüne baktım. İçimden 'şimdi görürsün sen konuşmayı' dedim. Onun beklemediği anda elimde tuttuğum bibloyu tam kafasına attım. Bam! Lanet edilecek kadar hızlı refleksi ile eğildi. Biblo büyük bir sesle birlikte onun kafasını kıracağı yerde kapıyı paramparça etmişti. O da ben de şok olmuştuk. Kendini hemen toparladı, her zaman dağılan ben toparlanan o oluyordu. Benimle alay eder gibi gür bir kahkaha attı. "Ben ancak istediğimde ölürüm güzelim..."
You may also like
Slide 1 of 10
SERZENİŞ | MEFTUN cover
Nar Çiçeği (Tamamlandı) cover
GECENİN NEZDİNDEKİ AY  cover
🌼PAPATYA 🌼(Düzenlenecektir) cover
Râyiha cover
Aşirete Gelin Olmak cover
Deniz Kokusu - Mahalle (TAMAMLANDI) cover
İNTİKAM ÇİÇEĞİ cover
MİHMAN cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover

SERZENİŞ | MEFTUN

1 part Ongoing Mature

Fiyatlarının paha biçilmez olduğu mobilyalardan oluşan kocaman bir yatak odasında tutsak olduğumdan mıdır içimdeki bu kapana kısılmışlık? Ya da altın kafesteyken bile çöplüğümü özlediğimden midir? Aklıma o mavi gözleri geldi. Ondan nefret ediyordum. Beni zorla kendine bağlayarak ona aşık olmamı bekleyecek kadar kafasızdı. Bana aşık olduğunu söylüyor ama aynı zamanda beni tutsak ediyordu. Ben tutsak olacak kadın mıydım? Asla! Bunları düşünürken sinirle elimi yere vurdum. Aylardır tek bir kelime etmiyordum. Konuşmayı unutmuş bile olabilirdim. Bu evde benliğim solup gidiyordu. Sayısız kez kaçmaya çalışmıştım ama nafileydi. Adam her yere koruma koymuştu. Ne zaman bir plan yapsam planım alt üst oluyor, her seferinde dönüp dolaştığım yer bu oda oluyordu. Ben bu düşüncelerle boğuşurken bir ayak sesi duydum. Kapı yavaşça açıldı, içeriye giriyordu. Arkamda sakladığım bibloyu sıkıca tuttum. Odada tek bulduğum sert cisim bu bibloydu. Bir... İki.. Ve üç... "Konuşmayacak mısın?" Aynı onun gibi ben de hissiz bir şekilde yüzüne baktım. İçimden 'şimdi görürsün sen konuşmayı' dedim. Onun beklemediği anda elimde tuttuğum bibloyu tam kafasına attım. Bam! Lanet edilecek kadar hızlı refleksi ile eğildi. Biblo büyük bir sesle birlikte onun kafasını kıracağı yerde kapıyı paramparça etmişti. O da ben de şok olmuştuk. Kendini hemen toparladı, her zaman dağılan ben toparlanan o oluyordu. Benimle alay eder gibi gür bir kahkaha attı. "Ben ancak istediğimde ölürüm güzelim..."