Boya
  • Leituras 1,910,437
  • Votos 86,507
  • Capítulos 42
  • Leituras 1,910,437
  • Votos 86,507
  • Capítulos 42
Concluído, Primeira publicação em mar 03, 2018
Maduro
Parmaklarımın doğuştan yetenekli olduğunu çok duydum. Yeter ki bir kalem ya da bir boya verin bana. Başka bir şeye ihtiyacım yok. 
Ama kalbim sevmeye yetecek mi bilmiyorum. Onun müziğini işiten parmaklarım titremeye başlıyor. Korkuyorum.
Todos os Direitos Reservados
Inscreva-se para adicionar Boya à sua biblioteca e receber atualizações
ou
Diretrizes de Conteúdo
Talvez você também goste
GECENİN İZİ, de hisssizyazar
44 capítulos Em andamento
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
Bir Gençlik Hikayesi, de prongs_so
77 capítulos Em andamento Maduro
Aşkın kaç hali vardı? Çocuk hali vardı mesela. Saçını çekerek anlaştığın, oyuncaklarını paylaştığın ve yanı başında büyüdüğünde o sevginin de senle büyüdüğünü fark etmediğin halidir bu. Çocukken kalbine düşen tohum senin gözyaşlarınla sulanmış, kahkahalarınla güneş almış olabilir ve sen farkına bile varmadan düşmüşsündür onun güzelliğine. İkinci şans hali vardır birde. Aşk ikinci kez gelip de kapını tıklattığında tereddütle açar insan. O kapıda artık yeni kilitler vardır, zincir takılıdır ve içeri tekrar girmek artık hayalden başka bir şey değildir. Yalnızlığını zırh gibi kuşanan birinin kapısını çaldığında korkup kaçmak kolaydır, kalmaksa yürek ister, tabi kalbinizi çoktan içeride bırakmadıysanız. Üçüncü olarak da geçmişin gölgesinde kalmış hali vardır. Kalbinizi sakladığınız sandıklar ve başına diktiğiniz Amazonlar her zaman doğru kişiye çevirmeyebilirler mızraklarını. Acıdan gelen tecrübeler önyargıya dönüştüğünde hata yapabilir insan, geçmiş acımasız bir öğretmen olduğu gibi insanda travma yaratmaya da meyillidir. Travmalardan kaçmak bir şehirden kaçmaya benzemez, insan bir şehirde kaybolur da sora sora yolunu bulur. Kendi geçmişinde kaybolunca kime sorar insan? Yolunu kaybettiğinde elinden tutacak kimse kalmadığında yanlış yapmak kaçınılmazsa kimi suçlar insan? Eski bir aşk yeni bir aşkın üstüne kara çaldığında gözyaşlarıyla temizlenir mi ? Aşkın birden çok hali vardır elbet ancak bu gençlik hikayesinde ben size elimden geldiğinde bu üç halini anlatacağım. Benimle bu yola çıkmak ister misiniz? Yol virajlı ama manzara güzel.
KIRMIZI GÜLLER ÇABUK SOLAR, de ceyzabel
54 capítulos Em andamento Maduro
"Ve unutma Zümrüt; tüm çiçekler yavaş yavaş, kırmızı güller çabuk solar." *** 1980 yılının Mayıs ayında, Dilektaşı Mahallesi'ndeki aylardır boş olan daireye genç bir adam taşındı. Tek başınaydı, bir karısı veya çocukları yoktu. Kimseyle konuşmazdı ve soğuk çehresi, tenindeki yanığa benzer farklı renkte izleri, şüpheli hareketleri nedeniyle kimsenin de onunla konuşmaya niyeti pek yoktu. Mahalleli, bu suskun ve gizemli adamın dönemin şartlarını da göz önünde bulundurarak bir Amerikan ajanı olduğuna karar vermişti ve adama kendi aralarında 'Dilsiz Ajan' diye sesleniyorlardı. Zümrüt Ayten Özsoy ise henüz yirmisine yeni basmıştı. Altı çocuklu bir ailenin ikinci çocuğuydu. Hayat hakkında bilgisi bu aileyle ve bu mahalleyle sınırlıydı. Liseyi yarıda bırakmak zorunda kalmıştı, hayata en büyük kızgınlığı da buydu. Hayallerini baltalayan şey yoksulluk ve yoksulluğunun sebebi ise başlarındaki sorumsuz babalarıydı. Çoğunlukla bu kalabalık mahallenin cıvıltısında ömrünün çürüyeceğini ve ailesine rağmen yapayalnız öleceğini düşünürdü. Onun için hayat, ışıltılı bir oyun sahnesiydi ve bu sahne, akşam babası eve geldikten sonra perdelerini kapatarak karanlığa bürünürdü. Ve bir gün Dilsiz Ajan nihayet konuştu. Zümrüt Ayten Özsoy ise hayallerine çok yakın olduğunun henüz farkında değildi. (30.03.2021)
Talvez você também goste
Slide 1 of 20
Güneşi Yakala cover
ÖLÜLER TUVALE ÇİZİLMEZ.(Yeniden Yazılıyor) cover
Bir Gönül Davası (KİTAP OLDU) cover
GECENİN İZİ cover
mianhe cover
Kadife Perdenin Ardında cover
SESSİZLİĞİN ARDINDAN cover
SANA UZAK YAKINLAR cover
seks hikayeleri  cover
MEVA cover
Bir Gençlik Hikayesi cover
Dönence cover
MIH cover
KIRMIZI GÜLLER ÇABUK SOLAR cover
DİKİŞ TUTMAZ AŞK | Texting  cover
GÖNÜL KİRASI  cover
İmrozlu cover
AHZAR cover
gay seks hikayeleri  cover
BANA ANILAR VER cover

Güneşi Yakala

52 capítulos Concluído Maduro

"Bu senin düğün istemeyen halin miydi?" diye sordu Yavuz duruşunu bozmadan. Nefesini düzene sokmaya çalışan İnci "Sana nikahı bastım diye dans ettim bu kadar, evet." dedi dalga geçerek. Bir şey söylemedi Yavuz. Önündeki su dolu şişeye uzanıp bardağına doldurdu, fakat doldurduğu suyu eline alamadan İnci'nin bardağı kapıp kafasına dikmesiyle sabırla yutkundu. "Sen nasıl bir manyaksın ben anlamadım ki!" Güldü İnci. "Nasıl bir manyak olduğumu çözebileceğin kadar kalmamayı umut ediyorum hayatında." diye yanıtladı Yavuz'u. Bedeninin duruşunu bozmadan boynunu çevirip kıza kısa bir bakış attı Yavuz. "Bir yerde kalabilmen veya ayrılabilmen için orada olman gerekir. Sen benim hayatımda değilsin." dedi ters sesiyle. Kıkırdayarak bardaktaki sudan biraz daha içip "E süper o zaman." diyerek ayağa kalktı İnci. "Hadi burada uslu uslu oturmaya devam et sen."