Pencere

Yoksa o Big Brother sen misin? İnsanları izlemekten keyif alan ve her şeyi kendinin yarattığını düşünen sen misin? Bak bana geri zekalı kulaklarını iyice aç ve beni dinle. Gerçeklikten keyif alıyorsun değil mi? İnsanların zayıflıkları senin hoşuna gidiyor, karnını iyice besleyip sırtını pek yapıyor değil mi? Ben de çok şey izledim belki de senden daha çok. İnsanların kavga ederken ne düşündüklerini ve manipülasyonun nasıl bir şey olduğunu izledim. Bir satranç oyununda şahlar için herkesin heba edildiğini izledim. İnsanın ölene kadar bir türlü yok olamayışına tanıklık ettim, aynı zamanda varolamayışına. Parçalanıp yenilen koyunları ve danaları tanıdım. Sabah kahvaltılarında yenilen ölü civcivlere gülümsedim. Sen kendini ne sanıyorsun ha? Ne sanıyorsun? Biz oyuncu değiliz bayım, bu da bir oyun değildir ama siz her şeyi bir oyun olarak görmekten büyük keyif alıyorsunuz, öyle değil mi? Ülkeler satıp ülkeler satın alıyorsunuz. İnsanların birbirleriyle kavga etmesi için insanları satın alıyorsunuz. Artık korkmuyorum sizden bayım, hem de hiç korkmuyorum. Ne güzel bir sahne öyle değil mi? Milyarlarca hikaye, istediğin zaman başkasına geçebileceğin bir sahne. Koca bir yalan. Sigara lazım bayım. Siz de ister misiniz? Nikotin dolsun bir güzel hayallerinize. Elmanızı ben istemedim bayım, benim suçum değildi. Hem boş verin bayım, bırakın secde etmesin şeytan, istemiyorum. Size secde etsinler diye koca koca binalar yapmadınız mı zaten? Bunun için kitaplar yazmadınız mı kendinizi övmekten bıkmadığınız. Siz yaşadım mı diyorsunuz bayım. Hiç su içmediniz ki. Hiç su içmek için sürünmediniz ki. Hiç çöl evlerde yaşamadınız ki? Hiç, hiç olmadınız ki. Sizin adınız ne bayım?(Boşluk) İzninizle biraz uyuyacağım.