Yağmur yeryüzünü aralıksız dövüyor ve hiddetini gösterircesine arada mavi parıltılarını yeryüzüne gönderiyordu. Bu kötü havada siyah cübbeli bir adam enerjisini son damlasına kadar kullanarak kaçıyordu. Adamın sadece kalıplı olan vücudu belli oluyordu, çevreye yaydıği aura ise oldukça tehditkardı ama yine de birisinden kaçıyordu!!! Kalıplı adam kaçarken bir anda ayağı takıldı ve yere düştü, gökyüzü ise bu duruma oldukça heyecanlanmış gibi ard arda mavi parıltıları göstererek gürledi. Adam enerjisinin hepsini kullandıği için kalkamıyor ve umutsuz gözlerle sadece kendisini bekleyen sona hazırlıyordu. O sırada ağaçların arasından bir çift sarı göz gözüktü, hemen ardından ise upuzun siyah cübbe giyen sadece erkek olduğu belli olan sapsarı gözlü birisi çıktı. Yeni gelen cübbelinin gözleri karanlığa meydan okuyor gibi sapsarı parlıyor ve bu yerdeki adamı korkutuyordu. Bir kez daha şimşek çaktıktan sonra sarı gözlü adam başını bir an yukari kaldırdı ve daha sonra hemen yerde ki cübbeliye baktı: "Ihanetinin bedelini ödeyeceksin" Sesi hem su kadar berrak, hem iblis kadar tehditkardı. Yerdeki cübbeli ise acı acı gülümsedi ve kendi boğazını kesmeden önce: "Özür dilerim" Her yere kan fışkırdı, toprak sanki yemeğini bulmuş gibi kanı emmeye başladı. Gökyüzü ise cübbeli gencin gözlerinde ki hayat ışığı sönmeden önce gürledi ve o da sessizliğe gömüldü. Sarı gözlü genç cesede baktı bir an daha sonra başını gökyüzüne kaldırarak: "Çok yakında yanına geleceğim kardeşim!"(CC) Attribution-NoDerivs
1 part