Oğuz ölen karısı Nisa'nın organlarını bağışladığı ailenin, kendisi ile ısrarla görüşmek istemesi karşısında nihayet pes eder ve onları evine davet eder. Yalnız tek bir şart koşmuştur;
Karısının gözlerini ve kalbini taşıyan kızlarının gelmesini istemez. Bunu da aileye özellikle söyler.
Bir şekilde ona acısını hatırlatmakta ısrar eden aileyi başından savabileceğini düşünüyordur ama işler hiç beklemediği şekilde gelişir.
Havin'in görmezden gelinmeye niyeti yoktur. Hayatını borçlu olduğu kadının kocasına bir teşekkür etmesi gerekiyorsa, bunu ne pahasına olursa olsun yapacaktır. Oğuz onu davet etmemesine rağmen o akşam evine gider.
Onunla karşılaştığı ilk an, onu daha önce gördüğünü fark ettiğinde ise şaşırır. Oğuz Enver, bir gece önce çalıştığı barda kendisine, "Kaltak!"diye hakaret eden adamdır.
Kaderin gerçekten komik bir espiri anlayışı vardır.
¤
Kader, Havin'i, karısının gözlerini ve kalbini taşıyan kadını, Oğuz'un karşısına çıkarmakla kalmaz, onu daha önce hiç bu kadar karışmadığı bir kördüğüm içinde bırakır.
Birbirlerini hayatlarına kabul edemeyen ama birbirlerinden de kopamayan biri yaralı, diğeri inatçı ve asi iki insan.
Vazgeçme Benden, sevginin, aşkın ve tutkunun hikayesi.
Bakışlarıma denk düşen bakışları saniyeler sürse de benim heyecandan elimi ayağıma dolamaya yetmişti. Evet... Kalbimin yerinden çıkacak gibi atmasının sebebi karşımdaki adamdı. Kahverengi gözleri, koyu kumral saçları ve tıraşlı olduğundan pürüzsüz gözüken yüzü...
Bir insan nasıl böyle güzel olabilirdi aklım almıyordu. Bir insanın kalbi nasıl böyle güzel olur, gözleri nasıl böyle güzel bakar bilmiyordum. Ben ona ne ara bu kadar tutulmuştum onu da bilmiyordum.
O beni bilinmezliklere sürüklüyordu.
Bana daha önce tatmadığım duyguları tattırıyordu. Bu yeni öğrendiğim duyguların her biriyse, damağımda bal yemişim gibi bir his bırakıyor, beni o tadın müdavimi yapıyordu.
Yutkunarak ona doğru adım atmak için hareketlendim. Sesini duymak için bu kadar hevesli olduğumu, can attığımı bile şu an fark ediyordum.
Fakat karşıdan gelmesini beklediği kişinin geldiğini görünce adımlarım yarıda kesildi. Bu kimse bilmesin zırvalığını neden çıkarmıştım ki sahi ? Hadi ben bu fikri ortaya atmıştım, o neden kabul etmişti ?
Derin bir nefes alarak omuzlarımı düşürdüm. O benim rahat hissedebilmem için bunu kabul etmişti. Ve biliyordum ki sözünde de dururdu. Çünkü o sözünün eri bir adamdı. Bense kendin emin olamayan güvensiz bir kadın. Bu şartın sunulmasının ve kabul edilmesinin sebepleri bunlardı. Peki şimdi gidip vazgeçtiğimi söyleseydim, herkese duyurmak istediğimi... Kabul eder miydi ?
Ben, nasıl sevdiğimi, nasıl sevildiğimi herkes bilsin istiyordum. Gözlerime nasıl baktığını herkes görsün istiyordum. Ben bizi tüm dünyaya ilan etmek istiyordum.
Ben gerçekten onunla olmak istiyordum.
•••
Ecmel & Feza