ÖMÜRLÜK İHANET
  • Reads 1,964
  • Votes 55
  • Parts 8
  • Reads 1,964
  • Votes 55
  • Parts 8
Ongoing, First published Mar 10, 2018
⚫


'Nasıl bakıyorsun bana sen, nasıl tiksiniyorsun'

Gözlerini kırpıp bi adım yaklaşınca titreyen soluk sesim iyice kesildi.

'Tiksinmiyorum'

Ruhsuz soğuk eksik bi ses. Bi adım daha attım.

'Bana nasıl baktığını biliyor musun?'

Bilseydi oysa... 'Beni suçluyorsun. Beni niye suçladıgını bile bilmiyorum. Sen ne yapıyosun Yiğit'

'Ben bilmiyorum Ömür kafam karışık'

'Kafan karışık demek' Bozulan sinirimlee güldüm ona

'Kafan karışık. Nasıl bi karışıklık o. Ne istiyosun sen benden. Bişey mi kanıtlamam lazım sana'

'Bişey yapmana gerek yok'

Inanılacak gibi değildi bütün bunlar. Öyle farklıydı ki . Dümdüz konuşuyordu. Kimdi bu adam diye sormadan edemiyordum

'Doğru. Baksana ! Annesinin orospu dediği kız için sokağın ortasında 'acaba orospu mu' diye soran bi sevgilim varmış '

Yüzüne haykırıyordum artık. 

'Saçmalama ben öyle bişey söylemedim Ömür'

Bi adım yaklaşıp aramızdaki mesafeyi tamamen kapattı

'Niye demedin peki ? Ömür öyle bi kız değil niye demedin '

Cevap yoktu. Bu hali beni bitiriyordu. Ardı ardına düştü yaşlar gözümden.

'Demedin çünkü senin gözünde ben tam da öyleyim değil mi'

Gözlerime iyice baktı.

'Cevap versene !'

Elini koluma koyup 'bağırma Ömür herkes bize bakıyor' dediği an ıkı elimle göğsünden geri ittim onu

'Başlarım sana da insanlara da ! '

Yanaklarımdaki yaşları elimin tersiyle sildim. Ikı adım geri atıp bağırmaya devam ettim

'Orospu muyum ben !'
All Rights Reserved
Sign up to add ÖMÜRLÜK İHANET to your library and receive updates
or
#457af
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
34 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
İMDADIM cover
Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı cover
GÖNÜL ŞİFASI cover
Kara Gül  cover
GECENİN İZİ cover
SARRAF cover
PİNHAN MAHALLESİ  cover
DİLVAN (Kitap oluyor)  cover
AMARİS cover

AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18)

55 parts Ongoing

Çok istediği bölümü kazanmak için çok çalışmış ve sınav sonucunun açıklanmasını büyük bir sabırsızlıkla bekleyen genç bir kız. O çok beklediği sonucun açıklanacağı günün gecesi, sadece eğitim hayatını değil, tüm yaşamını etkileyecek olaydan bihaberdi. ⏳ "Ben seni tanımıyorum," dedim, soğukça. "Tanıyacaksın," dedi, sakince. Konuşma tarzında beni rahatsız eden bir şey vardı. "Daha çok zamanımız var."