Çatlamış eller, kanayan bilek, ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözler, kesilmiş saçlar ve kenarda usulca çalan piyano sesi. Ne kadar da acıyordu kendine.Nasıl bu kadar güçsüz olabiliyordu anlam veremiyordu yaptıklarına. En sevdiği uzun saçlarından bile vazgeçmişti. Ama hala acısı dinmiyordu. Daha ne yapabilirdi ki kendine? Ölümden korkarken nasıl kıyardı canına? "şşş... Sakin ol, gözlerini kapat. Piyano, çare piyonada.Tuşların fısıltılarını dinle. Huzuru dinle. İyi olacaksın dinle. " Yok olan hayaller ile yollarını kaybetmiş ruhlar gibiyiz, hayat denen denizde melankolinin ardında bıraktığı şişelere mesajlar yazdık ama asla sorularımıza cevap bulamadık, ne kadar yorulsak bile hiç pes etmedik, pes ettim dediğimizde bile ayakta kaldık ama artık yorulduk. Hayal kırıklarıyla kesildi ellerimiz, ardında sadece yara izleri ve hiç kapanmayan yaralar kaldı, pişmanlıklarımızı karşımıza alıp yolumuza devam ettik ama her arkamıza baktığımızda daha çok yandı canımız çünkü hayallerimiz artık görünmüyordu.! Anılarımızla dağladık yaralarımızı, duygularımızı susturduk, soğuk gecelerde umutlarımızla ısıttık kendimizi, küstük herkese, kırılan ruhumuzu tamir edemedik, kırık bir ayna gibi kaldı ruhlarımız ama hep sevdik ve vazgeçmedik, şiirler, şarkılar, anılar, umutlar, asla bitmezler bunlar. Bitmeyen gecelerde kaybettik yolumuzu, tıpkı beraber olduğumuzda dudaklarımızla zamanı kaybettiğimiz gibi.
1 part