DÜŞ PEŞİME (RAFLARDA)
  • Reads 640,717
  • Votes 13,872
  • Parts 12
  • Reads 640,717
  • Votes 13,872
  • Parts 12
Complete, First published Mar 13, 2018
Mature
Bir Sage Taylors Romanı...

Londra sosyetesinin büyük mirasyedilerinden biri olan Olivia Kelly altı ay içinde tanışıp âşık olduğu varlıklı ve yakışıklı bir adamla evlenmişti. Ancak damadın düğün gecesi esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolmasıyla bu mutluluğu çok kısa sürdü.
Damat kayıp gelin ise umutsuzdu...
Skandal haber basına sızmadan evvel Olivia'nın kocasını bulması gerekiyordu. Bunun için güvenmesi gereken tek isim ise, eski bir MI6 ajanı olan Max Walker adında küstah ve kuraltanımaz bir adamdı.
İngiltere'nin tozlu caddelerinden İskoçya'nın yemyeşil topraklarına dek uzanan soluksuz bir maceraya hazırlanın...
Çünkü bu kitap size kahkaha, eğlence ve aşkı bir arada sunuyor.
"Bela mı arıyorsun? O hâlde düş peşime!"





Y.T: 22 Ekim 2018
B.T: 9 Kasım 2019
All Rights Reserved
Sign up to add DÜŞ PEŞİME (RAFLARDA) to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
Aşk ve Ceza by C-erkul
28 parts Ongoing Mature
Bulduğum ilk fırsatta kafamı çevirip arkamızı kontrol ettiğimde onların deli gibi peşimizden koştuğunu gördüm. "Geliyorlar! Dedim hızla alıp verdiğim bir nefesle. "Arkana bakma, koşmaya devam et." Dedi. Duyduğum bütün endişeleri bir kenara bırakıp koşmaya devam ettim. Dakikalar sonra onlara izimizi kaybettirmeyi başardık ve iki binanın arasındaki bir metrelik açığa girip saklandık. Ayaz elimi bırakıp kendini yere attı. Nefes nefese kalmış bir şekilde sırtını duvara yasladı. "Bu yaptığın çok tehlikeli bir şey." Dedi. Nefes nefese kalmış bir şekilde yanına oturdum. Ayaklarımı karnıma çektim kafamı duvara yasladım ve yüzümü ona doğru çevirdim. "Seninde yaptığın şey çok tehlikeliydi." Diye karşılık verdim. "Buraya gelmemeliydin." Diyerek yüzünü bana çevirdi. "Gelmek zorundaydım." Dedim. "Gelmeseydim seni öldürebilirlerdi." Bakışlarını tekrar karşısındaki duvara çevirip soğukça tebessüm etti. "Kötülere bir şey olmaz." Dedi. "Sen kötü biri değilsin." Dedim fısıldayarak. Ardından ayağa kalktım ve karşısında durdum. "Artık polise gitmenin zamanı geldi. Hatta yarın direkt konsolosluğa gideceğim. Bir daha böyle tehlikeli bir şeye kalkışmana gerek kalmayacak." "Bu kadar çabuk pes etmemelisin 'küçük bela' " diyerek ayağa kalktı. Oluşan kısa bir sessizlikten sonra arka cebinden bir şey çıkarıp bana uzattı. Telefon ve pasaportum. Büyük bir sevinçle yüzüne baktım. "Onları geri aldın mı!" Sevinç içinde boynuna atlayıp ona sarıldım. "Teşekkür ederim Ayaz! Teşekkür ederim, teşekkür ederim, çok teşekkür ederim!" "Biraz daha asılmaya devam edersen boynumu kıracaksın." Diye homurdanınca aniden boynunu serbest bıraktım. Afallamış bir şekilde geriye doğru hızlı bir adım atmak istedim fakat o elini kafamın arkasına getirerek beni durdurdu. "Arkanda duvar var." Dedi. "Dikkat et." Kalbim bir an atmayı bıraktı
SİYAH CEYLAN+18 by beyzossvekitaplarii
32 parts Ongoing Mature
Kendimi bir çukurun içinde gibi hissediyordum. Karşımda ipe asılı annem görüyordum. Babam annemi ipe asmıştı. Annem'in yüzü mosmordu. Bembeyaz yüzü gitmiş yerine mosmor bir yüz gelmişti. Her şeyi babam yapmıştı. Hayatımızı babam mahvetmişti. Bizi bitirmişti. Bitirmeye de devam ediyordu. Annem onu çok severken babam onu öldürmüştü. Onu cani bir şekilde ipe aşmıştı. Bu hayat mıydı ya? Yan tarafımda ki Polat'a döndüm."Bir şeyler yapsana." Dedim bağırarak. Dümdüz izliyordu, dümdüz izlemekten başka hiçbir şey yapmıyordu. Sesini çıkarmıyordu. Hiçbir şey demiyordu. "Polat bir şeyler yap." Sesim bütün odayı inletmişti. Tek yaptığı annemi o ipten sökmek olmuştu."Neden bir şey demedin? Neden yapma demedin?" Dedim bağırarak."Sen bu musun? Senin adamlığın bu mu?" Göğüslerine vurdum."Susma konuş. Senin adamlığın bu mu?" Dedim bağırarak. Ellerim annemin yüzlerine gitti. Yüzleri buz kesmişti. Elimi yüzlerinden çekerek geriye çekildim. Vücudu tamamen buz gibi olmuştu. Polat odadan çıkarken arkasından baktım. "Allah senin belanı versin. İnşallah eve giderken belanı bulursun Polat Altuğ." Dedim ağlayarak. Annemin saçlarını geriye aldım. Yüzüne tekrar tekrar baktım. Elime telefonumu alarak önce 112'yi aradım. Daha sonra ise 155'i arayarak babamı ihbar ettim. Benim Cevdet diye bir babam yoktu. Annemi öldürmüştü. Annemi öldürmeyi göze almıştı. Onu canından çok seven kadını öldürmüştü. Bunu niye yapmıştı. Hâlâ anlamamıştım, ellerim titriyordu. Kendimi çok kötü hissediyordum. Annemin ölü bedeninin yanında oturuyordum. Daha ne kadar kötü bir hayat yaşayabilirdim ki? Hayat hiç yüzüme gülmüyordu ve hâlâda öyle devam ediyordu. Asla yüzüme gülmeyecekti. Bunu biliyordum. Polat bile annemin asıldığını gördüğü halde sesini çıkarmamıştı. Erkeklerin hepsinden nefret ediyordum. Hiçbirini sevm
You may also like
Slide 1 of 10
Hayalperest (Dreamer)  cover
ALTIN VURUŞ cover
Aşk ve Ceza cover
❛𝙈𝙤𝙤𝙣𝙡𝙞𝙜𝙝𝙩❜ 𝘽𝙖𝙟𝙞 𝙭 𝙍𝙚𝙖𝙙𝙚𝙧 cover
MECRUH (KİTAP OLDU) cover
SİYAH CEYLAN+18 cover
SON KALANLAR cover
GECE VE GÜNDÜZ  cover
KIRIK VALS cover
Efsanevi (Efsanevi #1) cover

Hayalperest (Dreamer)

105 parts Complete

Tüm insanlar hayalperesttir. Tabi sadece çocukken. Çocukken herkes süper kahraman olmak ister, değil mi? Sonra bazıları astronot veya bilim adamı gibi hayallere kapılırlar. Sonrasında ise büyüdükçe bu hayaller avukatlık, mühendislik gibi basit hayallere dönüşür. Bu meslekleri küçümsediğimden dolayı değil. Sadece çıtayı aşağıda tutmak... Her insanın başına gelen bir şey değil mi zaten? "Çoğu insan gerçekleşmesini istediği hayalleri kurar. Gerçekleşmeyecek(?) hayaller kuran insanlara hayalperest diyorlar sanırım, ve ben de bunlardan biriyim. Ama umrumda değil bu benim. Ben hayal kurmanın felsefesini tamamen kavramış biriyim. Bana göre hayal kurmanın asıl amacı, o an hayal kurmaktan alınan mutluluğun keyfini çıkartmaktır. Eğer gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine kafayı takarsak, o anki mutluluğu nasıl yaşayabiliriz? Gelin, zihnime bir yolculuk yapalım. Yalnız sizi uyarmalıyım, derinlere inmeyin. Çünkü eğer biri benim zihnimi okumaya kalksa bu intihara teşebbüs olurdu. Ben Peter, hayal dünyama hoş geldiniz..."