Onun ağzından duymak istediği tek kelime gurubunun "seni seviyorum" değil de, "sana güveniyorum" olması gerçekten de garip değil miydi? Ama biliyordu ki, eğer söylerse gidecekti. Ve o da bunu istiyordu.
Çünkü her zerresi bu cümle için sızlanıyordu. Bu bir aşk değil, diye düşündü "daha da ötesi".
-------------------------
Bir zamanlar iki çok iyi arkadaş varmış. Herşeyleri, ama herşeyleri aynıymış; Aynı beşikte yatmış, anneleri hep ikisine birden süt vermiş, aynı oyuncaklara sahip olmuşlar. Büyüdükçe sırlarını paylaşır olmuşlar, beraber gülmüşler, beraber ağlamışlar. Biri bir yere gittiğinde elleri telefona gider, gözleri telefonda adı beliriverir diye bekler olmuş. Birbirilerine o kadar alışmışlar ki, kardeşten öte olmuşlar. Aralarından su sızmaz olmuş. Ama birinin hisleri değişmeye başlamış. Yavaş yavaş aşkın verdiği o hazza kapılıyormuş. Herşeyini bildiği, hergün kokusunu içine çektiği kıza aşık olmuş. Kız mı? o hep aşktan korkmuş. Yanlış birine aşık olmak istemediği için kaçmış. Ama o da sonunda minik yüreğini birine kaptırmış.
Peki kalbini kaptırdığı kişi buna değer mi? Evet, o kesinlikle sevgiyi hakeden biri.
-------------------------------
Bu kitabı okurken Giray'ın İkra'ya olan aşkını, ama daha önemli olan sevgisi görüp hayran kalacak, İkra ve Özgürün ütopik dünyasını gıpta ile okuyacaksınız. İkra'nın o şen şakrak görünümünün altındaki olgun kişiliği farkedeceksiniz. Özgür mü, onu tanımlayacak bir kelime varsa o da "garip" olurdu herhalde. Biraz sorunlu, biraz komik, biraz aşk dolu, biraz da felsefik bir macera sizi bekliyor.!.!..
Haa; bir de bu kitabı okurken yazarınızın biraz çatlak biri olduğunu unutmamalısınız. :D
saygılar, keyifli okumalar..