Çay Karası ♣️
  • Reads 1,783,057
  • Votes 122,979
  • Parts 78
  • Reads 1,783,057
  • Votes 122,979
  • Parts 78
Complete, First published Mar 18, 2018
Adana'nın pamuk kalpli Cemal'inin kalbini Karadeniz dağlarının sisi sardı.
Nişanlısı başka bir adamla kaçınca Cemal kimseyle konuşmaz oldu.
Bir fırtına tuttu savurdu yüreğini kendini doğduğu topraklarda  buldu.
Karanlıkta kaybolan adam bir ışık ararken bir Güneş buldu .


SEVDA SERİSİ III
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add Çay Karası ♣️ to your library and receive updates
or
#12fedakarlık
Content Guidelines
You may also like
SONBAHAR (Tamamlandı)  by authorlife123
49 parts Complete
Pakedi açtığımda yıllar önce Rüzgâr'ın bana kendi elleriyle yapıp verdiği hediye uçurtmaya bakıp gülümsedim buruk bir şekilde. O gün de bana mesajda yazdığı gibi babam yapmıştı bana önce bu uçurtmayı. Ama ağaca takılıp yırtılmıştı. Çok üzüldüğümü hatırlıyordum o güne dair. Rüzgâr da bana yapmıştı bu uçurtmayı. Çok değerliydi benim için. Şimdi de kızımın, kızımızın mutluluğu için kullanacaktım. Elimde uçurtmayla Rüzgâr ve Özgür'ün meraklı bakışlarını arkamda bırakarak indim merdivenleri. Beray'ın gözleri hemen beni buldu. Elinden tutup kaldırdım onu. "Gel benimle." "Ne oluyor anne? Nereye gidiyoruz?" "Soru sorma. Göreceksin birazdan." Daha fazla bir şey sormadı. Bahçeye çıktık. Uçurtmanın ipini onun eline verdim. "Tut." Şaşkınlık dolu gözlerle dediğimi yaptı. Hem hava koşulları hem de daha önceki deneyimlerim sayesinde uçurtmayı havalandırmakta zorlanmamıştım. Uçurtma havalandığında Beray'ın yüzünde tebessüm belirdi. Ben de dolu gözlerime karşı gülümsedim gökyüzünde süzülen uçurtmaya bakarak. Ardından Beray'ın yanına gidip ben de uçurtmanın ipinden tuttum. Birlikte uçuruyorduk uçurtmayı. Gözlerimden akan yaşlarla uçurtmayı izledim. "Babanın yerini doldurmaya çalışmıyorum Beray. Sadece az da olsa yanındaymış gibi hissetmeni istedim bu uçurtma sayesinde. Sen de ben de bu uçurtmaya baktığımızda babamız yanımızdaymış gibi hissedeceğiz. Ve de bazı insanların düşündüklerinin aksine ne kadar şanslı çocuklar olduğumuzu hatırlayacağız. Çünkü şu an bu uçurtmaya bakarak onlarla yaşadığımız anıları hatırladığımız o insanlar bizi çok sevdi. Her şeyden önemlisi olduğumuz gibi sevdi..." İzel o sırada kendisine gülümseyerek bakan babasını gördü. Gülümsedi gözyaşları içinde. Babası el salladı ona. İzel de aynı şekilde karşılık verdi. "Hoşça kal baba..."
GECENİN İZİ by hisssizyazar
33 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
SAKA VE SANRI by Maral_Atmc6
55 parts Ongoing
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle evlenmek mümkün müydü? Gerçekten nikâhta bile sahtekârlık yapılabilir miydi? Başına gelene kadar Bige Saka bunun mümkün olduğunu sanmıyordu. İlk görüşte aşktı onunkisi, bu yüzden âşık olması ve duygularına yenik düşüp evlenmesi çok hızlı olmuştu. Evlendiği gün sevgilisinin bir dolandırıcı olduğunu öğrenmişti. Üstelik zaten evliydi ve başka bir adamın adını, soyadını, kimliğini hatta gerçeğinden ayırt edilemeyecek imzasını kullanarak Bige'yi evlendiklerine inandırmaya çalışmıştı. Son ana kadar Bige bu gerçeği görememişti. Peki, nikâh cüzdanında adı geçen gerçek Karun Kalender kimdi? Evlendiğinden haberi var mıydı? Böyle bir durumda nikâh geçersiz sayılırdı değil mi? "Ne demek nikâh geçerli?" Şaşkına dönmüş bir halde avukata bakıyordum. Benden haberi bile olmayan bir adamın karısı olduğumu mu savunuyordu? "Üzgünüm Bige Hanım," dediğinde olağan bir şeyden bahseder gibi sakindi. "Nikâh memuruna kadar her şey gerçek. Eski sevgiliniz Serhat Bey ile o masaya oturduğunuzu doğrulayacak hiç görgü tanığınız yok. Bu nikâhın başka bir adamın kimliğini kullanarak kıyıldığına dair hiçbir kanıtınız yok. Böyle bir durumda yapılacak en mantıklı şey Karun Bey'i bulmak ve ona olanları anlatıp boşanma evraklarını imzalatmak." Bu adam ne dediğinin farkında mı? Bahsi geçen adamın benden haberi bile yoktu. Karşısına geçip ona ne diyeceğim? Senin ruhun bile duymadan evlendik hadi şimdi de boşanalım mı? Bu koskoca bir saçmalıktı!
You may also like
Slide 1 of 10
AŞK SAZI cover
~HerDem~ cover
Devrim -i Ahzan  cover
KÖPRÜ (Bast-ı Zaman)  cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
SONBAHAR (Tamamlandı)  cover
GECENİN İZİ cover
SARRAF cover
SAKA VE SANRI cover
BUZ DAĞI (Gay) cover

AŞK SAZI

18 parts Complete

TANITIM. Herşey üniversite için arkamda bırakıp geldiğim bu şehir de başladı... Aşktan nefret etmiştim. Bir daha kimseyi sevmeyeceğime yemin etmiştim. Ama olmadı. Yepyeni bir şehir yepyeni bir aşk getirmişti bana. Zor olacağını biliyordum. Ama pes etmemeliydim. O benim en sevdiğim ilk türküydü... (TAMAMEN GERÇEK BİR HİKAYE. YAŞANMIŞ BİR ÖYKÜ. KURGU DEĞİLDİR. HERŞEY YAŞADIĞIM ŞEYLER KADAR GERÇEK.)