Tek suçum ise yalnız birini daha çok sevmiş olmamdı. Yalnız biri için yeri geldiğinde herkesi karşıma almam, yalnızca onun için başka kalpler kırmış olmamdı. Oysa ki onun benden uzak kaldığı her saniye kırılırdı benim kalbim. Onun tenini özlerdi tenim, onun nefesini özlerdi hücrelerim. İnip kalkan göğsünü arardı göğsüm. Kendi yansımamı gördüğüm gözlerini aradı gözlerim. En çok da varlığını arardı yokluğunda, yoklukta boğulmuş varlığım. Ben onunla vardım. Onun teniyle, onun gözleriyle, onun nefesiyle, onun varlığıyla, onun kalbiyle... Aslına bakarsanız, her şey benim bile tahmin edemeyeceğim boyutta gelişmişti.
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."