Uzaktan sevmekte güzeldi... Ve onun bir sözü vardı: Elbet Bir Gün Bulaşacağız. Zeki Müren Yanılmış Olamaz. Ve sonunda dedi ki: Bizimkiler sana yenge demek istiyor. 👣💥👣💥👣💥 Asansörden çıktığımda kapının önündeki anneme ve babama ait ayakkabıları gördüm. Bensiz, ben yokken Fırat'ın evine gitmek ha! Bir sinirle zile bastım. Olmadı bir iki kere kapıyı yumrukladım. Kapı açılıp içinden biricik (!) kız kardeşi bana ters ters bakmaya başladı. "Direk kapıyı sökeydin!" Ay götüm! Tatlım şu an seninle uğraşamam. Cevap vermeden ayakkabımı çıkarıp içeri girdim. Kapının yanında duran koyu yeşil bavul dikkatimi çekse de pek takılmadım. Daha önemli önceliklerim var. Fırat gibi mesela... Hızlı adımlarla seslerin geldiği odaya, salona girdim. Fırat... Fırat'ın saçları yok! Hepsi ayaktaydı. Fırat'ın annesi Meltem Abla ile annemin gözleri kırmızıydı. Babam, ilk beni fark eden kişiydi. Fırat'ın beni fark etmesini beklemem saçmalık olurdu zaten. Sırtı bana dönüktü. "Kızım, geldin mi? Biz de seni bekliyorduk." "Biz" kim baba? Fırat içine dahil değilse "biz" dediğin kimler baba? Burda olduğumu bildiği halde dönüp bakmadı bile. Hareket dahi etmedi... "Baba ne oluyor?" Bunu dememle Nursel Abla yeniden ağlamaya başladı. Noluyo lan! "Fırat askere gidiyor annecim." Yürek nedir anne? Senin sözlerinle binbir parçaya ayrılan şey mi? Tek bir parça dahi kalmadan un ufak olan hislerim ne anne? ANNE! Niye bu kadar acıtıyor? "As-askere... askere derken?" "Üniversiteye başlamadan gitmek istedi. Bizim de 3 gün önce haberimiz oldu." Hasan abinin bile 3 gün önce haberi oluyorken ne bu acelesi? "Şey... Her neyse. Anne anahtarı verde eve gideyim. Benim ki evde kalmış." 👣💥👣💥👣💥 Bir kaç sene önce yazdığım bir kitap. Bir ara yayımlamıştım ama sonra kaldırdım. Şimdi tekrardan sizinle. 🤗🤗💪💪
1 part