Ne bir yıldız aydınlatır gecesini bir şairin parıltısıyla, ne de bir güneş aydınlatır olmayan gündüzünü..
Her gününde felaketi çağdaştıran bir sessizlik hüküm sürer, karanlık ruhunun örselenmiş kıyılarında.. Hayatı, bir kuşun kanatları altında oradan oraya savrulur. Güzellik, belindeki silahın namlusunda solar.. Adını sadece üç kişiden duymaya alışkın olan Mustafa Ali..
Nam-ı diğer Hopali!
Elindeki tesbih taşında gizlidir, sabrı.. Namındaki gücün değil, bileğindeki gücün esiridir. Dilindedir hayattaki tek amacı, tek yemini.. Hayatta kalmak için tek seçeneği var!
'Asla aşık olma!'
***
"Sen korkak adamın tekisin Mustafa Ali!" dedi, göz yaşlarını utanmadan gösteren genç kız..
"Sabır.." dedi. Dudaklarında hiç düşünmeden can vereceği bir gülüş belirdi adamın..
"Sabır sevdanın zekatıdır.."
Elindeki tesbihi var gücüyle koparan adam, can damarını kopardığından bihaberdi.. Bu koparış iki yüreğin ilk depremi değildi, ilk kırgınlıkları hiç değildi.. Tüm bu olanlardan daha fazla can yakması kaybedişlerin hangi kısmına dahildi? Etrafa savrulan bütün taşlar yere birer ikişer düşerken, içlerinde en değerli olanı, gözlerinin hayat verdiği zümrüt bezeli taşı kızın avuçları arasına bıraktı. Aslında bıraktığı bir taştan daha fazlasıydı.. Ettiği yeminlerini bir kenara bırakma zamanı artık gelmişti..
"Ve Allah şahidim olsun ki, sana bunu öğreteceğim!"
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...