Emre merakla gözleri kısılıp duruşunu ciddileştirdi.
"Sen bakire misin?"
Kız soluksuz halde yüzüne baktı. Oldukça cesur ve çok da uygunsuz bir soruydu bu ve ne yazık ki vereceği cevap müspet değildi.
Utançla bakışlarını indirdi. Utandığı mesele ya da sorunun cevabı değildi, utandığı bu kadar saf bir hediyeyi ona saklayamadan kaybetmesiydi. Ne yapacağını bilemedi. Şimdiye dek içinde bulunduğu durumdan hiç utanmamıştı çünkü olaylar onun kontrolünün dışında gelişmişti ama bekâretini kaybetmesi açıklaması gereken bir sorun olacaktı ve nasıl açıklayacağını bilemedi.
Sonunda başını kaldırıp iki yana salladı. Konuşamadı, sadece "Hayır," demek istedi.
Ona neden, nasıl, kiminle olduğunu anlatamayacak kadar kendini çaresiz hissetti.
Konu:
Bir hemşire işine yine her zamanki gibi geç kalır ve patronu onu işten kovar, hemşirenin Nehir diye bir arkadaşı vardır ve ona iş ilanı verebileceğini söyler. Hemşire eve geri döndüğünde akşama kadar iş arar fakat bulamaz, bu yüzden de arkadaşı Nehirin dediği gibi iş ilanı verir...
İşte her şey o ilana cevap geldikten sonra başlar.