Dizimdeki yaranın kabuğuyla oynarken düşündüm.
Ailem neden beni hiç sevmedi?
Diğer tüm arkadaşlarım aileleriyle beraber güzel zamanlar geçirirken, neden ben hep dayak yedim? Ne günah işledim de böyle bir ailenin çocuğu oldum Ben?
Adım Derin. 17 yaşında, neredeyse her gün ailesinden dayak yiyen, dışlanan ve itip kakılan bir kızım.
Kendimde en güzel bulduğum özelliğim saçlarım, gözlerim ya da fiziğim değil. Güçlülüğüm.
Evet, bütün bu yaşadıklarıma rağmen hala ayaktayım.
Bir gün kurtulacağım. Kaçıp başka bir şehirde düzenimi kuracağım. Kendimi bununla avutuyorum.
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."