"Çok yakıyorsun CEHENNEM gibi"dedim kehribar gözleri ateş gibi gözlerime bakarken.
"Umudun bittiği yerde ışık buluyorsun KELEBEK gibi"dedi bana yaklaşarak.
"Lakin bayım siz cehennem kadar günahkar değilsiniz" dedim aklımdaki filim sahnesinden alıntı yaparak.
"Siz de kelebek kadar ölüme yakın değilsiniz güzel Bayan"dedi bu sahneyi hiç bozmayarak .
Aynı anda konuştuk;
"Cehennem kadar günahkar,
kelebek kadar ölüme yakınız."
Bir başımıza değil hep birlikteyiz.
Biz siyahı renklerle boyamadık , siyahı kazıyarak altındaki renkleri ortaya çıkarttık.
Yaşamayı siyahın altında canlı kalabilen gökkuşağının gücünden öğrendik.
Karanlık bir sokakta başlayan hikayenin içindeki hayatlar gecenin karanlığı ile yarışacak bir biçimdeydi.
Umutsuzluğumuzdan doğan karamsarlığı yaşıyorduk adeta.
Biz sevemedik ,
Bizi sevmediler,
Ve biz birbirimize karanlık iki ruhun gölgesinde kurulmuş küçük kentin içinde bir fener ile umut olduk...
Güzel sevenlerin sihiridir görünmemezlik.
Adam cehennem oldu.
Kadın cehennem ateşinde yaşayan kelebek...
Bade : Seni bulup, sımsıkı sarılacağım.
Bade : En azından bu zamana kadar beni gerçekten sevdiğini hissettirdiğin için yapacağım bunu.
Bilinmeyen : Bu dediğine gerçekten inanıyor musun?
Bade : Seni bulacak olmama mı, sarılacak olmama mı?
Bade : İkisine de inanıyorum.
Bilinmeyen : O zaman bana söz ver.
Bilinmeyen : Kim olursam olayım, beni bulduğunda sarılacaksın.
Bade : Söz.