"Lan oğlum niye söylemiyosun lan?! Gerçi varr ya, hissetmiştim zaten bişeyler karıştırdığını ama... Cevap versene?"
Benim tepkim: fermuarı hunharca çekmeye devam etmek.
Ama o yanlış anlamıştı tabii.
"Sen kime artislik kuulluk yapıyorsun? Niye söylemedin lan gideceğini?"
Ona döndüm. Hem sinirli hem de ağlamaklı bakıyordu. Fermuarı çekmeyi umutsuzca tekrar denedim, olmayacağını anlayınca fermuarı bıraktım. İstemsiz omuzlarım düştü.
"Olum ben de mi çok istiyorum sizden ayrılmayı? Önüme fırsat çıkmış şimdi..."
Sesim kısıldı. Hafif öksürdüm.
"Fermuarı kapatmama yardımcı olsana kanka?"
Bunu duyunca gözleri seyirdi.
"Bu mu yani?"
Kapıya gitti. Yine aynı artistik hareketlerle kapıyı kapattı. Sonra aynı şekilde tekrar açtı. Beni ittirdi, fermuarı şak diye kapattı.
"Son fermuar bükücü!"
Hafif güldü, tokat attı.
Sonra tekrar gitti.