Döktü gerçekleri, içindekileri: "Yürüyorum çünkü geride bırakacağım soluk dehlizleri. Yabancısın belki kendine, bense binlerce yıldır yaşıyorum senin içinde. Diken verdi çöl susuz olana. Kullanmayı bilirse yaşasın diye! Öğreneceksin sen de, vücudunda dikenlerle yaşamayı. Ayakların su toplamış ve güneş yakıyor irislerini belki de. Alış: senin bu ateş, bu cehennem. Senin bu çürüyen toprak, kırılan dallar. Sen şimdi ey bedevi, bütün fırtınaların sahibi, vahaların hayat vereni. Kendi içine atlamanla övünme, sen atlamasan da seni iteceklerdi. Bir sarmaşık gibi duruyorsun öylece ve benden bir cevap bekliyorsun. Diyebileceğim şu ki,
keşke ölümün inceliğini
taşımasaydın üstünde!"