Damarlarında gezinen hastalığın zerrelerinden bir umut kopuyor Uzay'ın dudaklarından, İz'in zerrelerine. Beslenen umudun ardında, bir ağıt; tüm gaddarlığı ile pençelerinde ki çığlığı onun dudaklarına hapsediyor. Çığlık; Prens'in Külkedisine aşık olmasıyla diniyor.
Bu bir başlangıç.
Yada bir son.
Uzay; Lise de çantasına sivil kıyafet koyup erkekler tuvaletinde gizlice formadan kurtulan, sınıfta silgileri ısırıp arkadaşlarının kafasına atan ve okul arkasında gizlice sigara içen normal bir öğrenciyken, tüm akranlarına nazaran okulda giyindiği kıyafetler, yaptığı makyaj ve kullandığı çakma (!) markalı eşyalarla okul ortamında absürt duran boyunun hayattanda kısa olduğu kokoş İz'in ve annesinin kanser olduğunu öğrenene kadar normal bir çocuktu.
Ve Rüzgar, Sıraç, Emir tüm farklılıklarıyla hayatına dahil olduğunda her şey çok güzeldi.
Ta ki; Sarıldığında kırılıp incinecek diye korktuğu, tek bir saç teline bir zarar gelse ruhunu ateşe verecek kadın, gözleri önünde saçlarını kesip aşık olduğu saçlar yerine bir peruk geçirene kadar.
"Söylesene Bal, gittiğin için mi doluyor küllükler, yoksa yarım kaldığımız için mi yanıyor sigara bilmeyen ciğerler?"
•
Komedi Mizah ve birazda dram dolu bir kitaptır...
Lilix:
Ya ben bu hocanın tassagina odaklanmaktan derse gecemiomki
Jeo:
Hocaya söylesek mi bi dahakine dar giymesin amk
Jisung:
Susun amcıklar
Kıskanıyorsunuz adamın tasssagini
Mis gibi tasssagi var
Oh