MÜCAHİDE'NİN SESSİZ ÇIĞLIĞI
  • LECTURAS 717
  • Votos 65
  • Partes 3
  • LECTURAS 717
  • Votos 65
  • Partes 3
Continúa, Has publicado abr 18, 2018
çok uzakta olan mezarlığı izliyordum,bütün bu olanlara inanamıyordum,Sanki her şey şaka gibiydi..
      

        1 gün önce.

annem ,babam ben ve kardeşim hep birlikte köye gitmeyi düşünüyorduk.ben onlardan bir gün önce kuzenimle köye gittim.En son çocukken köye gitmiştim. akrabalar, arkadaşlarla bir araya geldik.Hiç kimse benim olduğuma inanmıyordu,sen çok büyümüşsün diyenler,evrime uçan tekme atmışsın diyenler,sen meryem olduğuna eminmisin diyenler çok oldu mesela..

arkadaşlarla sözleştik akşam kuzenimin  evinde toparlanıp demliğin dibine vuracaktık sabaha kadar uyumayıp konuşucaktık.10 kişiydik laf ,afı açıyordu

  

dayım saat 00:03 olunca beni aradı hazırlan meryem seni almaya geliyorum,

çabuk ol...
Todos los derechos reservados
Regístrate para añadir MÜCAHİDE'NİN SESSİZ ÇIĞLIĞI a tu biblioteca y recibir actualizaciones
or
#461papatya
Pautas de Contenido
Quizás también te guste
HEMSÂYE (TAMAMLANDI) de Katibe-i_Nur
50 Partes Concluida
Suikasti yapacağı yer üst kıdemde bir askeri karargahtı ve orası en iyi eğitilmiş askerleri barındırıyordu. Ve araştırdıklarına göre General'in kızı Âmine'yi parmak izi almadan içeri alıyorlardı. Çarşaf ve maskeyle kendini kamufle edebilirdi genç kadın. Askeriyede Âmine'yi daha önce görmüşlerdi. İki santimlik bir boy farkı dahi olsa bunu fark ederlerdi. Âmine ondan 5 cm daha uzundu ve bu yüzden boyu ona yakın olsun diye altı dolgu topuklu spor ayakkabı giymişti. Üzerinde ki çarşaf bol olduğu için ondan daha zayıf olduğu belli olmuyordu. Mavi gözlerine Âmine'nin bal rengi gözlerini lensle taklid edince herşey tamamdı. Bilerek onu seçmişlerdi. Bir karargâha girip oranın en yetkili General'ini öldürmek ancak onun altından kalkabileceği bir görevdi. Ve bunu başaracaktı! Bugün örgütlerinin kabusu General Hamid Aladağ ölecekti! Üstelik bunu öz kızı Âmine Aladağ yapacaktı. En azından herkes böyle bilecekti... 🗝️ Burası Hemsâye Adası'ydı. Dört tarafı denizle kaplı, içi huzur dolu bir kara parçası. Sanki burası dünya da temiz kalmış tek yerdi. Hâlâ insanlar düşenin üzerine basıp geçmek yerine birbirleriyle yardımlaşırdı, hoşgörü vardı mesela hangi dine, ırka, yahut giyimde olduğuna karışmıyorlardı burda insanlar. Birlikte huzur içinde yaşayıp gidiyorlardı. Aylardan Temmuz'du. Hemsâye'nin çiçek açtığı en göz kamaştırıcı zamanlarındanlardı. Çiçekler takmış bir gelini andırıyordu Huzurun Adası. Rengarenk eski usül boyanmış evlerin balkonlarına tırmanıyordu Begonvil çiçekleri. Yanından yürüdüğü ahşap konağın duvarlarını saran asmanın yapraklarını toplayıp hasır sepetine biriktiriyordu bir genç kız. Şimdi bu nadir kalmış temiz beldeye kendi karalarını çalmaya planlıyordu kara ruhlar. Elbette ki onlara set vuracak kahramanlar mevcuttu. İşte serüven böyle başlayacaktı.
SINIR |Tamamlandı| de __Katre__
75 Partes Concluida
Az önce Eylül'ün tuttuğu boşta kalan elini yeşil kalın askeri kemerinin üzerine koyup lafa girdi. " Gel ben sana espriyi göstereyim."dedi. Elini kemerinin üzerinden çekip göğsünün üzerinde yazan yazıyı işaret etti. " Bak bakalım burada ne yazıyor?"dedi sesindeki alaycı tınıyla. " Arslan."dedi karşısındaki adam kısık çıkan sesiyle. Ardından Eylül'ün yaka kartını gösterdi Toprak parmak ucuyla. "Peki burada ne yazıyor." "Eylül Arslan." "Aynen öyle." dedi Toprak başını aşağı yukarı sallayarak. Ardından elini kaldırıp yüzüğünü gösterdi. " Bu."dedi sorgulayan sesiyle. " Yüzük." Eylül'ün elini tutup kaldırdı. " Bu."dedi tekrar. Aynı cevabı aldığında ellerini indirip birbirine kenetledi. Ve tekrar kaldırıp herkesin gözüne sokarcasına konuştu. " Birleştir bakalım ne çıkacak ortaya."dedi. Ardından masaya göz gezdirip karşısındaki adama dikti bakışlarını. Birkaç saniye cevap vermesini bekleyip adamın omzundaki elini sıktı. " Evlisiniz."dedi adam fısıltıdan farksız sesiyle. " Doğru cevap." dedi Toprak alayla. Adamın omzundaki elini çekip yüzünü Eylül'e çevirdi. Birkaç saniyeliğine yumuşayan bakışlarını tekrar buza çevirip masaya döndü. Birbirlerine kenetlenmiş ellerini gösterip: " Duyduğunuz gibi biz evliyiz. Daha öncesinde bilmiyordunuz çünkü bilmenize gerek yoktu. Şimdi öğrendiğinize göre herkese afiyet olsun." dedi. Masadan yükselen hayret nidalarını umursamazken masadaki yerine ilerledi. Eylül'ün elini bırakmadan yanındaki sandalyeyi çekip:" Geç güzelim." dedi. Yanlarındaki birkaç kişi duydukları ile küçük çaplı bir şok yaşarken onların gözü sadece birbirleri üzerinde idi.
Quizás también te guste
Slide 1 of 10
CÂNMÂNÂ - BİR ŞAKAYIK ÇİÇEĞİ MASALI 🎀  (tamamlandı)     MUÂŞAKA SERİSİ 🌿  cover
HEMSÂYE (TAMAMLANDI) cover
Kurye | Texting ✓ cover
AFİTAP cover
Sahur Vakti / Yarı Texting cover
BEDEL cover
Kumru cover
SINIR |Tamamlandı| cover
GÜMÂN (FİNAL)   cover
İmam Sorunsalı | Texting ✓ cover

CÂNMÂNÂ - BİR ŞAKAYIK ÇİÇEĞİ MASALI 🎀 (tamamlandı) MUÂŞAKA SERİSİ 🌿

46 Partes Concluida

Hayaller Zümrüdü Anka kuşunun rengarenk tüyler ile bezeli kuyruğuna tutunup, Kaf Dağı ardına uçmak gibiydi bazen. Benimde hayallerim vardı, en toz pembesinden... Anaokulu öğretmeni olmak istemiştim ben hep. Onlarca çocuğun annesinden sonra annesi olmak, onların yüzlerindeki tebessümlerine sebep olmak istemiştim. Derler ki, kul yazar, kader gülermiş... Onlarca çocuğa anne olmak isterken, bir çocuğun annesi oluvermiştim ansızın... Âh... Bir de O vardı elbette... On beşinci yaşımın yürek sızısı... Ben ömrümün her deminde ona mısra mısra hecelerken sevdamı, bir gün karşıma çıkacağını nereden bilebilirdim? Şimdi üzerimde gönlümün tek sahibi olan adama giydiğim gelinlik, kucağımda ise emanetim, kızım, Zeynep'im vardı... Ben Nevâl ... Zeynep'in annesi.. Bâyezid Çalaphan'ın karısıydım artık... Nevâl & Bâyezid ❤️ Müsemma severleri mutlaka bekleriz ❤️ ✨ Muâşaka Serisi 4. Kitap ✨