'Gözlerimi kapattığımda, gözlerimin önüne sen gelmiyorsun. Öyle ki güzel bile değilsin. Söylesene nedir beni senin yanına getiren? Dalgalar mı, kuşlar mı yoksa saçlarının arasına dökülmüş çiçek tozları mı?
Bir sürü kız halbuki önümde hepsi birbirinden güzel, gülüşleri, saçlarını yana atışları, sıcacık gözleri, kokuları... Ya sen senin neyin var? Sen neden öyle kokmuyorsun söylesene?
Sarıldığımda kollarıma düşen, saçlarını özenle taramış hoş kokulu kızlar varken neden senin yanındayım?
Çirkinsin sen öyle değil mi? Bebek gibisinde, hatta kötü bile kokuyorsun, saçlarında kötü gözüküyor. Ama senin kalbin öyle değil. Gülme, konuşma, sarılma bile. Sana bakmam bile ruhumu dinlendiriyor. Halbuki sadece çirkin bir sessizlikten başka bir şey değilsin, ömür boyu süren kötü bir sessizlik...'
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."