'Gözlerimi kapattığımda, gözlerimin önüne sen gelmiyorsun. Öyle ki güzel bile değilsin. Söylesene nedir beni senin yanına getiren? Dalgalar mı, kuşlar mı yoksa saçlarının arasına dökülmüş çiçek tozları mı?
Bir sürü kız halbuki önümde hepsi birbirinden güzel, gülüşleri, saçlarını yana atışları, sıcacık gözleri, kokuları... Ya sen senin neyin var? Sen neden öyle kokmuyorsun söylesene?
Sarıldığımda kollarıma düşen, saçlarını özenle taramış hoş kokulu kızlar varken neden senin yanındayım?
Çirkinsin sen öyle değil mi? Bebek gibisinde, hatta kötü bile kokuyorsun, saçlarında kötü gözüküyor. Ama senin kalbin öyle değil. Gülme, konuşma, sarılma bile. Sana bakmam bile ruhumu dinlendiriyor. Halbuki sadece çirkin bir sessizlikten başka bir şey değilsin, ömür boyu süren kötü bir sessizlik...'
Dudaklarıma bir buse kondururken "seni seviyorum,ama biraz acı cekmen gerekiyor"
Ben iki yıldır acı çekiyorum,bu ne ki? Boxerini çıkarırken onu izliyordum. Bir yere gelince utanman da kalmıyordu bu adamın yanında. Alışık olduğum şeylerdi. Bir adamın sevmediğin halde her zerresini biliyorsanız buna bir bok denmezdi!
Kalın ve damarlı penisini çıkarıp birkaç defa okşadı. Bunu yaparken gözlerimin içine bakıyordu.
"Hazır mısın?"
Hazır mıyım? Ben çocuk doğurmaya hazır değilim. Ben anne olmaya hazır değilim. Lanet olası hapı yanıma almamıştım! Ayrıca aklıma nereden gelebilirdi ki dağ başında kocamla sevişeceğimiz?
Erkekliğini girişime yerleştirirken birden içime itti. "Ahh!" Tırnaklarımı kollarına geçirdim. İçimde hareket etmeye başladı. Bacaklarımı beline doladım, topuklarım kalçalarına değiyordu. Omuzlarına sıkıca tutundum. Terden ıslanmış Saçlarımı gözümün önüne düşerken tek eliyle geriye attı.
"Kartal!"
"Sikeyim! Seni o kadar özlemişim ki!"
"Ahh! Yavaşla!"
"Hayır bebeğim,bu gece sadece benim istediğim olacak"
Omuzlarına tırnaklarımı geçirirken odadaki tek ses tenin,tene çarpma sesleri,ve kısılan sesimden çıkan inlemelerimdi. Sonuna kadar soktuğu aletiyle hayalarının kadınlığıma çarptığını hissedebiliyordum.