Çığlıklar gün yüzüne çıkmak için vardı. Içimizde yavaş yavaş bizi öldürmek için değil.
Gözyaşları yüzümüzü yıkayabilmeliydi, gözkapaklarımızı yakmak yerine.
Ve sevişmeliydik, körü körüne aşkın pençesinde ölüyorken.
*
"Karar senin," dedi sadece benim duyabileceğim bir sesle. Yolun ortasında durmuş yüzüme bakıyordu.
"Ya bu yoldan gider," derken eli arkamı gösteriyordu. "Herşeyi unutursun. Ya da," Bu sefer işaret parmağı önümü gösterdi. "Bu yolu seçer, benim olursun!"
O an içimde ki siyah, beyaz olanın üzerine çıkıp 'Altta kalanın canı çıksın' oynarken parmaklarıyla yerin dibini gösteriyordu.
Gözlerinin içine bakıp dudaklarımı araladım: "O halde," ve durdum. Geçmiş ve gelecek gözümün önünden kayarken tereddüt etmeden cevapladım. " Ben şu yolu seçiyorum!"
"NEEEEEE" meltem teyzenin bağırmasıyla koltuktan sıçradım
"Bir dakika bir dakika, ben şimdi doğrumu anlıyorum. Adamın biriyle tüm gün boyunca gezip tozup eğleniyorsun hatta ve hatta gecesinde çocuk yapabilecek kadar yakınlaşıyorsun ama sabah kalktığında adam ortalıkta yok ve sen yattığın kişinin adını bile bilmiyorsun " evet sanırım bige güzel bir şekilde özetlemişti
İlk 10 bölüm aynı anda atılmıştı.