Delirmediğime eminim; kimsenin görmediği, duymadığı o varlık vardı. Evimin her köşesinde izi vardı. Her gece yastığa başımı koyduğumda o da benimle beraberdi. Peşimi asla bırakmamıştı, bağlıydı bana. Saplantılıydı hatta. İlk başlarda zihnimin ürünü sandım fakat seneler sonra kanlı canlı karşımda görmeyi beklemiyordum. Onu tanımıyordum gerçi; yüzünü, kokusunu, sesini bilmiyordum. Ama bana her attığı adımda onun o hayalet olduğuna emin oluyordum. "Nihayet buldum seni İzem!" İşte o ses. Beynimdeki o tanıdık dalgalanma. Yapboz parçaları gibi birleşiyordu. Alp ile kaderimiz nihayet kesişmişti.