Onun elini tutmak; Küçük bir kızın babasının elini tutuğun da yüzünde oluşan o muazzam tebessümle eş değerdi. Ona sarılmak; Bütün gün yorulup eve girdiğinde ki o rahatlama hissiydi. Ona ulaşmak ise; Gökkuşağının bitiği yeri bulmaya çalışmaktı. Onu sevmek; Sanırım benim kelimelerim burada sona eriyordu. Önce kalbimi ateşte kavuruyor ardından köz olmasını izliyordu.