"Sana neden Nar Bülbülü dediğimi biliyor musun? Çünkü en az onların ki kadar büyük bir yüreğin, onların ki kadar büyük bir cesaretin var. Sende onlar gibisin, yuvanı ölümüne savunuyorsun. Ama... Ama yorulacaksın Narin. Kanatlarında taşıyamayacağın yükler var. Dayanamayacağını biliyorum. Bir, Nar Bülbülü olsan bile..." Narin Özkan, geçmişi ardında bıraktığına inanarak, kendine ve oğluna yeni bir hayat kurduğunda hesaba katmadığı tek şey acı dolu bir haberdi. Umutları ve hayalleri bir kez daha yıkıldığında kaderin onun için çizdikleri henüz bitmemişti. 5 yıl önce ardında bıraktığı adamla yolları bir kez daha kesişmek zorundaydı ve bu hiç kolay olmayacaktı. Hiçbir şey bıraktığı gibi değildi. Sevgi ve tutkuyla bakan o kahve gözler ona artık kin ve nefretle bakıyor, adamın bir zamanlar seni seviyorum diyen dudakları bu kez ona bir hiç olduğunu haykırıyordu... Beş yılda neler değişebilirdi? Gerçekten seven bir kalp unutabilir miydi? İntikam hırsıyla yanan bir insan aşkı hiçe sayarak nefret edebilir miydi? Kırılan bir güven yeniden onarılabilir, bir kadın oğlu için her şeyi sineye çekebilir miydi? Sevdiklerini korumak adına ne kadar susabilir, tehlikeyi ne kadar göğüsleyebilirdi? En zoru da, bir kez daha bırakıp gidebilir miydi? "Ben... Ben bir Nar Bülbülü olamam. Unuttun mu? Korkağın tekiyim ben. Korkularım yüzünden hayatımın beş yılını acılar içinde geçirdim. Gururum yüzünden gelemedim sana, dinle diyemedim. Ben bir Nar Bülbülü değilim. Olsa olsa kanadı kırık bir serçe olur benden. Bir Nar Bülbülü değil..." *** Hikayelerim isim haklarıyla birlikte noterde adıma kayıtlıdır. Çalıntı ya da izinsiz kullanmak durumunda yasal işlem başlatılacaktır.All Rights Reserved