Yakışıklı ve müzisyendi genç adam.Hergün okuldan sonra kardeşi diyebileceği arkadaş grubuyla cafeye gider,noto ezberler ,eğlenirlerdi kendilerine göre. O gün evleri sayılan cafede otururken görmüştü onu.Füsun'unu...Öyle güzel,öyle zariftiki genç adam neye uğradığını şaşırmışti bir an.Adam, garson kızın güzelliğini hayretler içerisinde izlerken kadını bir anda karşısında otururken buldu... İşte böyle başladı oarın hikayesi.Delibal'ım dedi kadın adamına.Füsunum dedi adam kadınına... Birbirlerini bırakmayacaklarına söz vermişlerdi.Ama...Delibal tutamamıştı sözünü...Yalnız,yapayalnız bırakıp gitmişti kadınını...Veda bile etmeden...Birdaha gelmemek üzere gitti adam...Önce birbirlerine sıkıca kenetledikleri elleri ayrıldı birbirinden,sonra kalpleri... Çok acı çekti kadın adamının gidişinden sonra.Ama elinden hiçbir şey gelmedi...Yapamadı...Olmadı... Yağmur misali döktüğü gözyaşları, uykusuz geçirdiği aylar,yalvarışları...Hiçbiri,hiçbiri geri getirmedi adamını.Öldü genç kadın o gün...Öldü... ~Uyu aşkım koynumda kaygısız mışıl mışıl.Bana emanet gül yüzünde gülümseye huzur~