Hastanenin kapısına geldiğimde içerideki adam için endişeliydim. Pişmanlık bedenimi kor gibi yakarken ağlamamak için derin nefes aldım. İçeri girmek için adım atmaya çalışsam da bedenim kaskatı , ruhum perişan , gözlerim tıpkı yağmayı bekleyen bulut gibi doluydu. Hastaneye gelmeden önce ona sarfettiğim sözler onun değilde benim canımı acıtmıştı sanki. Onu değilde beni yaralamıştı. Onu kırmak isterken kendim paramparça olmuştum. Düşündükçe parçalanan ruhumu bir kenara bırakıp kapıyı açtım. Odaya girdiğimde gözlerimiz kesişti. İşte oradaydı onu sevmeye yeminler edip , sonra kırıp bıraktığım adam. İki ay sonra o hastane odasında onu yalnız başına bulmaktansa ölmeyi yeğlerdim. Gözlerinde gördüğüm şefkat sanki bana ben iyiyim demeye çalışır gibiydi. Oysaki bilirdim o en kötü halde bile güçlü görünmek zorunda hissederdi. Bende ruhundaki kanayan yerleri görürdüm ama ona yaran burda demez , kendimce temizlemeye çalışırdım. Yanına yaklaşmaya başladım. Biraz korkuyordum çünkü kendince ona ihanet ettiğimi düşünüyordu. Görüşmeyeli iki ay olmuştu ve ne tepki vericeğini bilmiyordum. Yatağının yanındaki koltuğa oturdum. Eline dokunamadım , yüzünü okşayıp geçti ben buradayım diyemedim. Ananas kokusu burnuma gelirken ona dokunamamak öyle acıydı ki .... Hayatında hiç sevilmemiş Gözde Demir. Ne istediğine bir türlü karar veremeyen kara şövalye ; Furkan Akar . Aniden çıkagelen sert Romeo ; Orkun Kalkan. Not; Hikaye kurgu değildir bir yaşam öyküsüdür.
4 parts