Yaşadığım anın hala hayal olduğunu düşünüyorken,birleşik duran ellerimize baktım.Onun ;sevdiğim adamın kocaman eli benim minik parmaklarımı sararken yüzüne baktım,gerçekten.. Gerçekten bunu istiyor muydu ?Güneş yerini aya bırakırken ayaklarımızın kuma değmesiyle irkildim.Yüzüne baktım , o kahverengi yeşil gözleri karanlıkta bile parlamayı nasıl becerebiliyordu ? Düşündüm ve dudaklarımı elim çenesindeyken birbirinden ayırdım "Ben illa ki bir gün bu güneş gibi kaybolacağım "birkaç dakika durduktan sonra devam ettim "peki ya sen , benim karanlığıma bu ay gibi parlayabilecek misin ?"elimle minik dolunayı işaret ederken yüzüme gelen perçemlerimi arkaya atıp konuşmaya başladı "böyle düşünme ,eğer sen geceysen"elimi çenesinden aşağıya doğru indirdi ve devam etti "ben senin daima dolunayın olmaya hazırım"aldığım cevap beni o kadar mutlu etmişti ki ; küçükken hep hayalini kurduğum bulutlarda uyumak gitmiş yerine sevdiğim adamın kokusunda kaybolmak gelmişti... Her zamanki gibi beni derin düşüncelerimden uyandıran zil sesi değil dudaklarımda hissettiğim baskı olmuştu bu sefer ... Ve... Ve gerisi karanlıkAll Rights Reserved
1 part