İşte benim hikâyem tam da burada başlıyordu. Dananın kuyruğu, sosyetik playboy Akın Koçoğlu'na olan imkânsız aşkımın başlangıcıyla kopmuştu. Nasıl böyle bir gaflete düştüm, dört odacıklı minnoş kalbimi böyle bir intihara nasıl sürükledim bilinmez. Hâlbuki ben "İnşallah iflas ederler de Akın fakir biri olur, normal yollarla tanışır birbirimize âşık oluruz." diyebilecek kadar saf ve temiz bir aşkla sevmiştim onu. Tamam, saflıktan uzak bencil bir düşünce ama olsundu. Sonuçta aşkta ve savaşta her şey mubahtır, değil mi? Ha, unutmadan buraya dillere destan uğursuzluğumu da not düşmeyi bir borç bilirim. Artık bu kadar bahtsızlıkla değil Türkiye Kralı'nı, Kapıcılar Kralı'nı bile kendime âşık edemem. Bu konuda hemfikir miyiz? PLATONİK SİNDİRELLA | 9.3.2011 / 16.5.2018 Copyright © Tüm Hakları Saklıdır
12 parts