Gözlerime baktı sadece... Öylece, hissiz, bomboş bir bakıştı.
Hiçbir şey söylemedi. Ne git dedi ne de kal.
Ne özgürsün dedi ne de tutsaksın... Gerçi, ona göre tutsak olan oydu. Bu evliliğe tutsak edilmişti...
Sükûta erse de dili biliyordum ki beni engellemeyecekti.
Tıpkı yıllar önce o hiçbir şey demeden çekip giderken benim de sustuğum gibi, şimdi susma sırası ondaydı.
"Hiçbir şey istemiyorum senden. En kısa zamanda boşanırız, sen yoluna ben yoluma. Ne gözün gözüme ne de gölgen gölgeme... Tıpkı yıllardır olduğu gibi bilmezden gelirsin beni, unutursun... Başka kadınlarla gününü gün edersin, hatta biriyle evlenirsin bile. Bende senin adını bile anmam bundan sonra. Birbirimizin hayatında zaten yoktuk, varlığını bir gün olsun hissettirmedin bana... Sana dair sahip olduğum tek şey soyadındı." Hiç çekinmeden gözlerine baktım bu sefer. Derin derin, son kez zihnime kazırcasına... Okşarcasına ve veda edercesine...
"Yakında ondan da kurtulacağım zaten. Hoşça kal Yaman Mert Bayrı."
Sonra ne mi oldu? Kadın gitti, adam pişman oldu. Ama çok geç kalmıştı. Kadın sabırla onu beklerken adam başka duraklarda soluklandı, kadın giderken ise nefes nefese ardından baktı. Ve...
Devamında ne mi oldu? Bilmem? Gelin bir bakın...
❌Tüm hakları Nehir'in çeyiz sandığında saklıdır! Çalınma durumunda Neriman hanımın gazabına uğrarsınız benden söylemesi!❌
Mahallenin yaptığı yardımları ile dilinden düşmeyen, bütün kızların deli divane olup peşinden koştuğu, ağırbaşlı, yardımsever ve bir o kadar da sert bir ağır abisi ile evlendiğinizi düşünün... Murat Karasu. Namı değer "Kara Murat" ile tanışmaya ne dersiniz?
Uyarı: Bu kurgu tamamen bana aittir! Cinsellik, şiddet ve bağımsız öğeler içermektedir! Reşit olmayanların okumasını tavsiye etmiyorum.