Bu kitaba nasıl denk geldiniz bilmiyorum ama şunu söyleyebilirim ki size, hayatta her şey bir nedenden ötürü gerçekleşiyor. Koca evrende, milyarlarca galaksi arasından ortalama bir galakside, küçük sayılabilecek bir yıldız olan Güneşin etrafında dönen bir gezegendeki önemsiz canlılarız ve binlerce yıl tarih sahnesinde var olmamıza rağmen, aynı yüzyıla denk geldik ve siz, bu zamana kadar yazılmış milyonlarca kitap arasından bu kitabı seçip okumaya karar verdiniz. Beni, bunun tesadüf olduğuna inandıramazsınız. Bu yüzden arkanıza yaslanın, bir fincan kahvenizi alın ve kitabın tadını çıkarın.
Kim bilir, belki kendi hikayenizi bulursunuz sayfalar arasında.
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...