Eksik Kalan / Tamamlandı
  • Reads 347,658
  • Votes 34,643
  • Parts 64
  • Reads 347,658
  • Votes 34,643
  • Parts 64
Complete, First published May 21, 2018
Bir Aralık sabahı, Güneş doğmayı unuttu İstanbul'a. 
Gökyüzü siyah çarşafına büründü.
Beyaz olan düşler, boyandı kan kırmızısına.
Bir çocuğun acı haykırışları yankılandı isli bir Aralık zamanında.

Ölüm emrini verdi, yaşam son buldu.

Ölümün soğuk nefesi tozlu raflarda yerini aldı.

Ve minik kalbe eksikliğin imzası atıldı.

Hayalleri eksik kaldı ve hayat acımasız oyununu minik kalbe oynadı.

Sonra bir adam geldi. Geçmiş ve geleceğin için de köprü oldu. 


🌫🌟


Minik kız fısıldadı...

"Seni bir daha görecek miyim?"

Çocuk cevap verdi...

"Kim bilir? Ama aynı gökyüzünün altında nefes alıyor olacağız."

Bitti dediğimiz yerden başlardı hayat. Ve onlar için macera yeni başlıyordu.

Sara ve Yusuf'un hikayesi ❤

Daha doğrusu her türlü zorluğa ve acıya göğüs geren, yılmadan ayakta duran bir kadının hikayesi! ❤

Bu kitapta yaşananlar tesadüf mü? Kader mi? Siz belirleyeceksiniz.



🌫🌟

"Sen benim eksik kalan hâyâlim, tamamlayamadığım cümlelerimsin."




🌫🌟

Dikkat! Ağır Dram içermektedir...

Bütün hakları saklıdır. Çalınma durumunda gerekli yasal işlemler başlatılacaktır.


Tüm hakları saklıdır.
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add Eksik Kalan / Tamamlandı to your library and receive updates
or
#4gelecek
Content Guidelines
You may also like
İKİ YABANCI by ozgenrts
26 parts Complete
Soğuktan donmuş ellerini cebinden çıkardı. Sadece bir kez kapıya vurması ile kapının açılması bir olmuştu. Hazırlıksızca karşısında duran adama baktı. Uzun saçları, kafasına taktığı berenin altına gizlenmişti. Sakalları her zamankinden daha da karışık ve uzun gözüküyordu. Kenarları kırışmış, çizgiler ile dolu gözleri dolu doluydu. Yaşlı yüzünde hüznün fırça darbeleri vardı. Sessizce, ağ tutmaktan halat bağlayıp çekmekten nasır tutmuş ellerini kapıdan çekerek geriye doğru adımladı ve içeriye girmesine izin verdi. Bu daveti bekletmeyip kar tutmuş botlarını önemsemeden, üşüyen ve gerilen bedenini sıcacık hava ile buluşturdu. İçeride yalnızca bir kanepe, üzerinde çaydanlık bulunan ve çıtırtılı sesleri ile insana huzur veren eski bir soba vardı. Başka bir zaman olsaydı, sobanın o sıcak ve dosthane kucağına kıvırılır keyfini çıkarırdı. Ancak bu şimdi imkansızdı. Kanepenin hemen çaprazında duran masanın üzerinde camdan yapılmış bir sürahi ve bardak duruyordu. Sonra onu gördü, battaniyesinin içinde tıpkı bir melek gibi uyuyordu. Dudakları pespembe bir düğmeyi andırıyordu. Küçücük diye düşündü, ne kadar da masum. Teni bembeyaz, kirpikleri uzundu. Kaşları neredeyse yok gibiydi. Gülümsedi bir an onun güzelliğine. "Herhangi bir değişiklik yok değil mi kararında?" Yaşlı adamın sesi ile ona doğru döndü. Yüzünde gördüğü endişeyi anlayışla karşıladı. Çünkü onunda içinde endişe fırtınası kopuyordu. "Hayır, Ali Osman Bey. Ben size bir söz verdim, bir anlaşma yaptık. Şimdi geri dönemem." Ali Osman, rahatladığını belli edercesine bir nefes verdi dudaklarından. "Senin bana ihtiyacın var, benim ona. Onunsa sana. Bunu sakın unutma." ©Tüm hakları saklıdır.| ©All Rights Reserved. -Yalnızca bu sitede yayınlanmaktadır. Başka hiçbir yerde iznim dahilinde yayınlanmamaktadır. Eğer kopyasına rastla
You may also like
Slide 1 of 10
İKİ YABANCI cover
NEFES (+18) cover
Nerdesin Kayla? - (Gerçek Ailem) cover
TAKINTI  cover
Acımasız Ağa(Tamamlandı✓) cover
RANA cover
Seni Sevmeyi Seviyorum cover
Ruhumun Yansıması  cover
ACIMASIZ TÖRE (Ara Verildi) cover
Alev (Kadın Asker) cover

İKİ YABANCI

26 parts Complete

Soğuktan donmuş ellerini cebinden çıkardı. Sadece bir kez kapıya vurması ile kapının açılması bir olmuştu. Hazırlıksızca karşısında duran adama baktı. Uzun saçları, kafasına taktığı berenin altına gizlenmişti. Sakalları her zamankinden daha da karışık ve uzun gözüküyordu. Kenarları kırışmış, çizgiler ile dolu gözleri dolu doluydu. Yaşlı yüzünde hüznün fırça darbeleri vardı. Sessizce, ağ tutmaktan halat bağlayıp çekmekten nasır tutmuş ellerini kapıdan çekerek geriye doğru adımladı ve içeriye girmesine izin verdi. Bu daveti bekletmeyip kar tutmuş botlarını önemsemeden, üşüyen ve gerilen bedenini sıcacık hava ile buluşturdu. İçeride yalnızca bir kanepe, üzerinde çaydanlık bulunan ve çıtırtılı sesleri ile insana huzur veren eski bir soba vardı. Başka bir zaman olsaydı, sobanın o sıcak ve dosthane kucağına kıvırılır keyfini çıkarırdı. Ancak bu şimdi imkansızdı. Kanepenin hemen çaprazında duran masanın üzerinde camdan yapılmış bir sürahi ve bardak duruyordu. Sonra onu gördü, battaniyesinin içinde tıpkı bir melek gibi uyuyordu. Dudakları pespembe bir düğmeyi andırıyordu. Küçücük diye düşündü, ne kadar da masum. Teni bembeyaz, kirpikleri uzundu. Kaşları neredeyse yok gibiydi. Gülümsedi bir an onun güzelliğine. "Herhangi bir değişiklik yok değil mi kararında?" Yaşlı adamın sesi ile ona doğru döndü. Yüzünde gördüğü endişeyi anlayışla karşıladı. Çünkü onunda içinde endişe fırtınası kopuyordu. "Hayır, Ali Osman Bey. Ben size bir söz verdim, bir anlaşma yaptık. Şimdi geri dönemem." Ali Osman, rahatladığını belli edercesine bir nefes verdi dudaklarından. "Senin bana ihtiyacın var, benim ona. Onunsa sana. Bunu sakın unutma." ©Tüm hakları saklıdır.| ©All Rights Reserved. -Yalnızca bu sitede yayınlanmaktadır. Başka hiçbir yerde iznim dahilinde yayınlanmamaktadır. Eğer kopyasına rastla