Bugün bana denilenler, itham edilenler çok ağırdı. Kendimi kötülerden ve kötülüklerinden sakınmaya çalıştıkça buluyorlardı beni köşelerimde. Öyle eziyetler ediyorlardı ki, aklım hafzalam dayanamıyor, çatlamaya yüz tutuyordu.
Kalbimin zarları gerginleşiyor, duvarları çatlıyordu. Gözlerim artık görme yetisinden feragat edecek hale geliyordu. Artık yorulmak, durulmak, dinlenmek benim de hakkımdı. Ama üstümde olanlar yetmezmiş gibi üstüme gelenler iyice sıkıştırıyordu beni.
Odanın kapısının aniden açılmasıyla yerimden sıçradım. Aslında bu kadar geç gelmesi şaşırtmıştı beni. ''Kalk!'' diye kükredi. Yavaşlığımdan taviz vermeden kalktım. Daha da sinirlendi ve kolumdan tutup savurdu. Canım yanmıştı ama ses çıkarmadım. Yerden kalkmaya çalıştım. O esnada küçük el valizimi aldı ve dolaplarda bulduklarını içine sokmaya başladı. ''Hemen..! Hemen şimdi, derhal bu evi terk ediyorsun!!!''
***
Bedenen, ruhen her daim sürgüne mecbur edilen bir genç kız... ve dokunduğu hayatların hikayesidir.