Bakışlarımı yerden kaldırıp Kuzey' e çevirdim. Avucumun içindeki saçları göstererek konuştum. Güneş: Ba-baksana sa-saçlarım d-dökülüyor. Kuzey ellerime baktığında saçları ellerine alıp hırkasını cebine koyup ve sıkıca sarıldı. Kuzey: Geçecek merak etme, şimdi dökülüyor ama ilerde daha güzel olacak saçların. Bir süre öyle kaldıktan sonra Kuzey geri çekildi ve yanaklarımdan tutarak anlımızı birleştirdi. Kuzey: Ağlama dayanamıyorum. Bakışlarımı gözlerine çıkardığımda tanıdık bir şeyler fark etmiştim. Bu bakışlar bir yerden tanıdık geliyordu. Gözlerini yavaşça açıp kapattı ve sertçe yutkundu. Kuzey: Şimdi odadan gidip geleceğim ve geri geldiğim de saçlarını keseceğiz anlaştık mı? Yanaklarımdaki ellerinden tuttup kendimden uzaklaştırdım. Güneş: Ha-hayır saçlarımı filan kestirmeyeceğim. Kuzey: Saçlarının döküldüğünü gördükçe canımız yanacak. Dudaklarımdan histerik bir kahkaha çıkıverdi. Güneş: Canımız mı? Senin canın değil benim canım yanacak. Hem sen kimsin ki? 1 aydır yüzüme bile bakmayan sen şimdi teselli mi vermeye geldin. Yoksa acıdın mi bana söylesene!! Kuzey: Şu an saçmalıyorsun. Ben de bu yollardan geçtim biliyorum ne kadar çok üzüldüğünü. Bırak da acına merhem olayım. Gözlerim tekrar dolarken istemsizce başımı aşağı yukarıya salladım. Omuzlarımdan tutup oturduğum yerden kaldırdı ve tekli koltuğa yönlendirdi. Anlımdan uzunca öpüp geri çekildi. Kuzey: Hemen geleceğim sakın kalkma buradan. Başımı tekrar aşağı yukarı salladığımda Kuzey hızlı adımlarla odadan çıktı. Bense boş boş yere bakmaya devam ettim. Kısa süre sonra kapı tekrar açıldı gelen Kuzey' dı. Dizlerinin üzerine çöküp kucağımda olan ellerimi sıkıca tuttu. Kuzey: Birlikte aşacağız bunları. Elimin içini öptüğünde tekrar ayağa kalktı ve arkama adımladı. Traş makinesinin sesi odaAll Rights Reserved