Bir sabah uyandığınızda ölümcül bir hastalığa yakalandığınızı ve artık iyileşme şansınızın olmadığını öğrendiniz, neler hissedersiniz?
Bir köşeye çekilip ölümü mü beklersiniz? Ya da kalan bir avuç vaktinizi yaşamaya mı çalışırsınız?
Oysa herkes ÖLÜMLÜ'dür.
Savaşarak hayatının son bulmasını isteyen cesur savaşçı da, saklandığı köşede ecelini bekleyen ya da daha çok yaşamak isteyen kişi de aynı şekilde ÖLÜMLÜ.
Mühim olan ölümü nasıl karşıladığındır. Nasıl doğacağına karar veremez insan ama nasıl öleceği kendi elindedir. Cesurlar cesur bir şekilde, korkaklar ise kendilerine yakışır şekilde ölürler.
Ölümün kıyısında, ölümcül hastalığın pençesinde olan bir adam işte bunun farkına varır. Geriye kalmış birkaç parça zamanı, kendisi gibi cesur ama ÖLÜMLÜ arkadaşlarının zamanına ekler ve savaş meydanına geri döner. Bu sefer amacı, o zamana kadar parçası olduğu dişliyi paramparça etmektir. Yaşarken göremediği adaleti, herkesin görmesini sağlamaktır amacı.
5 ölümcül hasta, 5 büyük günah.
Bir köşede ölmek yerine savaş meydanına dönen, en kötü suçların bile cezasız kaldığı bir ülkede, mevcut düzeni yerle bir etmek için kendilerini feda eden 5 savaşçı.
Ölümlerini birbirine ekleyerek ÖLÜMLÜLER olan 5 kader arkadaşı.
Onlar, siz huzur içinde yaşayın diye öldüler.
NOT: Kitap tamamlandı.2.kitap yolda.
Bana emir verme Komutan!.
Ben senin askerin değilim. dedim bağırarak.
dahada sinirlenmişti yumruğunu dahada sıktı sözlerime karşı.
Tim bizi izliyordu dikkatlice, gözlerini gözlerime kilitlemişti , kırpamadım gözlerimi. kaskatı kesilmişti, gözleri alev saçıyordu, dişlerini sıktıkça yüz hatları dahada belirginleşiyordu.
derin bir nefes aldı yumruğunu serbest bırakarak yanıma yaklaştı,
kafamı yukarı kaldırdım , tekrar birleştirdi yeşil gözleriyle gözlerimi.
-Emirlerime uymak zorundasın Asker.
dedi kalın ses tonuyla,sesinde asla tereddüt yoktu...
ve uzaklaştı bedenimden konuşamadım öylece baka kaldım ,beni etkisi altına almıştı gözleri...